En yenici oyunu aldı

A -
A +

Avrupalı güreş hocaları, başta Koca Yusuf olmak üzere Avrupa'ya gelen Türk pehlivanlarına, kabul ettirememişlerdi... kafa ve ayaklarını kullanarak köprü kurmayı ve bu şekilde sırtın yere gelmesine mani olmayı... Ahmet de, göbeğim yıldız gördükten sonra köprü kurmağa ne lüzum var, böyle maskaralık olur mu diyerek köprü oyununu öğrenmeyi kabul etmemişti. Depraz, Türk pehlivanlarının bu düşüncesini bildiğinden bütün dikkatini kafa kol oyunu almağa vermişti. Depraz'ın gözü kafa kol oyununda Ahmet'in ise çaprazdaydı. Ahmet, hasmının hamlelerine karşı koymak için birbirlerine yakınlaştıklarında, bir eliyle rakibinin ensesini tutup diğer elini ise gırtlağına dayayarak gırtlak bağlaması yapıyordu. Depraz, Ahmet'in kafa kol oyununa getirmek için sağdan soldan durmadan hücum ediyordu. Bu hücumları sırasında eğilmeyi bıraktı, dikilir gibi oldu, bu da Ahmet'e aradığı fırsatı verdi. Ve Ahmet, Batılıların bir türlü akıl erdiremediği Türke mahsus güreş oyununu devreye soktu. El enseyi patlattı. İlk elenseyle birlikte, Depraz yeri öptü. Daha önce Türk güreşçilerden elensenin tadına bakan Depraz, Ahmet'in elensesinin zehir gibi olduğunu anladı. Ahmet, hasmının üzerine gitmedi, kalkmasını bekledi. Depraz, suratı kırmızıya dönmüş bir vaziyette kalkarken o da narasını patlattı: -Haydi kızılelmaya! Depraz'ın bir elense ile yeri öpmesi üzerine Ahmet Osmanlı işi elenseye devam dedi. Depraz, ayağa kalktığında, daha ne olduğunu anlamadan, Ahmet, ikinci elenseyi yerleştirdi. Depraz, bütün direnmesine rağmen tekrar yere düştü. Ahmet de narayı savurdu -Aşk olsun breh! Ahmet'in şen şakrak naraları patlatması, seyirciler arasındaki Fransız bayanları coşturdu. Ahmet, boyu posu, sevimli fakat erkek güzeli yüzü, davranışları, top gibi patlayan naralarıyla, özellikle de bayanların sempatisini kazanmıştı. Matmazeller, Ahmet için tezahürata başladılar. Fakat ortaya çok ilginç bir tezahürat çıktı. Matmazeller, Kara Ahmet yerine, kolaylarına geldikleri şekilde "Karamel" diye bağırıyorlardı. Karamel, Fransızca'da kremalı bisküvi demekti. Ahmet gibi sert mizaçlı bir pehlivanın Fransız bayanlar tarafından Karamel (bisküvi) diye adlandırılması kaderin garip bir cilvesiydi. Depraz, Ahmet'in mani olamadığı, nereden nasıl geldiğini anlayamadığı şimşek hızında ve gülle şiddetindeki el enseleri sebebiyle kızmıştı. Ensesi, Ahmet'in elenseleriyle, yüzü ise kızgınlıktan kıpkırmızı olmuştu. Karamel, Karamel diye bağıran bayanların sesi, Ahmet'in kulağına geldi. Kara Ahmet, matmazellerin kendisi için bağırdıkları fark etti. Fark etmesiyle de hiçbir pehlivanın yapmaması gerekeni yaptı. Ve onlara baktı. Acaba, aradığım güzel bunların içinde mi diye düşündü. Bakmasıyla da Depraz'ın güreş başlayalı beri aradığı ama bir türlü bulamadığı fırsat eline geçti. Ahmet'in kafasını sağ koltuk altına alıp, sol koluyla da sağ kolunu yakalayarak Grekoromen güreşinin en yenici oyunu kafa kolu aldı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.