Gerçek Kırkpınar'ı buldum ! 642. yılında gerçek efsane : KIRKPINAR - 2

A -
A +

Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan, "Kolonizatör Türk Dervişleri " kitabında, Deli Kızıl Sultan'ın Yunanistan'ın Dimetoka şehrinde türbe ve dergâhının bulunduğunu yazmaktadır. 31 Ağustos 2002 Cumartesi günü Dimetoka'ya çıktığım ilk Kırkpınar'ın yerini bulma seyahatimde Deli Kızıl Sultan'ın Sofular'a bağlı Ruşanlar ve Babalar Köyü arasındaki türbe ve dergâhına ulaştım. Hem türbe, hem de dergâh ayakta. Dimetoka'nın hemen yanından akan çayın ismi de Deli Kızıl Sultan Deresi. Böylelikle Kırkpınar efsanesinde ismi geçen Deli Kızıl Sultan'ın tarihi bir şahsiyet olduğu meydana çıktı. ŞÜKÜR TEPESİ VE ŞEHZADE SÜLEYMAN Çanakkale Boğazı'nın Anadolu tarafından bulunan Çardak kasabasının tam karşısında, Avrupa yakasında Şükür Tepesi vardır. Bu tepede, Şehzade Süleyman, Rumeli'ye geçince şükür namazı kılmış ve bu sebepten tepeye bu isim verilmiştir. Şükür Tepesi'nin hemen yanında Bolayır bulunmaktadır. Burada Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan yiğitlerin komutanı Şehzade Süleyman'ın kabri var. Efsanede ismi geçen Kırkpınar çayırının, bugün Yunanistan topraklarında kalan ve Edirne'ye Pazarkule üzerinden 30 kilometre uzaklıktaki Simovina ve Sarı Hızır Köyleri arasında olduğu 1901 tarihli Edirne Salnamesi'nde yazılıdır. 1912 yılına kadar güreşler burada yapıldı. Ancak 1912 yılında buranın Bulgaristan sınırları içinde kalmasıyla bu mübarek toprak Türk oğluna elveda dedi. Ve bu tarihten sonra bir daha burada Kırkpınar güreşleri yapılamadı. SELİM'İN MEZARI VE KIRKPINAR ÇEŞMESİ 1901 tarihli Edirne Salnamesi'nde, Selim'in Mezarı'ndan ve Kırkpınar Çeşmesi'nden bahsedilmektedir. Hangi Selim? Kırpınar'ın doğmasına sebep olan iki alperenden biri olan Selim. Hangi Çeşme? Kırkpınar'ın doğmasına sebep olan iki şehidin gömüldüğü mezar başında, kırk pınardan meydana gelen çeşme. KIRKPINAR YOLLARINDA Kırkpınar güreşlerinin bugün yapıldığı Edirne Sarayiçi'nin asıl Kırkpınar olmadığı, Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan iki alperenin şehit oldukları yere gömülmesiyle kırk yerden su fışkırmasıyla Kırkpınar diye adlandırılan kutsal mekanın, daha sonra bu iki alperenin hatırasına güreşlerin yapıldığı yerin, Yunanistan topraklarında kaldığını öğrenince, gönlüme bir ateş düşmüş, Kırkpınar'ın asıl mekânını görebilmek için dua etmiştim. Gün gelip de, burasını göreceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Özellikle, Türk-Yunan ilişkilerinin gergin olduğu ve Kırkpınar'ın bulunduğu bölge yasak bölge kabul edildiği için buraya gidip resim çekmek imkansızdan da öteydi. Zaman geçip, Yunanistan ile Türkiye arasında ilişkiler yumuşayıp, Kırkpınar'ın bulunduğu yer askeri yasak bölge olmaktan çıkarılınca Kırkpınar'ı görme sevdam tekrar depreşti. BATI TRAKYA'YA KOŞTUM Ve vize alarak 1 Eylül 2002 Pazar günü Batı Trakya'ya koştum. 1901 tarihli Edirne Salnamesi'nde, Edirne'yi Pazarkule üzerinden Yunanistan'ın Ortaköy (Keramos) kasabasına bağlayan şosenin hemen yanında, Simovina (Ammovounon) ile Sarı Hızır (Kiprinos) arasında olduğu yazılıydı. Spor tarihi araştırmacısı M. Âtıf Kahraman da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kırkpınar Güreşleri eserinde aynı şeyi yazmaktadır. FIRTINA ÇIKMIŞ Bu iki köy, Pazarkule gümrük kapısına 10 ve 12 kilometre uzaklıktaydı. Batı Trakyalılar bu iki köyde Türk kalmadığını ve bu iki köye yakın Sadırlı Köyü'nde (Plati) tek bir Türk hanesinin bulunduğunu ve burada, Hacı Emin Hanımı, 90 yaşındaki Sabriye Teyze'nin yaşadığını söylediler. Hemen bu köye koştum, Sabriye Teyze'yi buldum. 1912 doğumlu Sabriye Teyze, Kırkpınar'ın bulunduğu yeri iyi hatırlıyordu, 1922 yılına kadar Rumlar burada yağlı güreş yapıyorlarmış, Sabriye Teyze, "1922'deki güreşlerde Rumlar, adamakıllı içmişler, her türlü rezaleti yapmışlar, çok korkunç bir fırtına çıkmış, canlarını zor kurtarmışlar, bu hadiseden sonra Rumlar korktular, bir daha burada güreşler yapılmadı, ancak Türkler, zaman zaman burada yağmur duasına çıktılar" diye güzelce tarif etti, hemen yanından Kırkpınar Deresi'nin aktığını söyledi. SELİM'İN MEZARI DURUYOR Sabriye Teyze, Kırkpınar'ın doğu tarafında, eskiden bir türbe olduğunu, Rumlar'ın buraya gelip bez bağladıklarını, hastalarının burada iyileştiğine inandıklarını söyledi. Anlattığı yer, Selim'in Mezarı diye bilinen ve 1901 tarihli Edirne Salnamesi'nde bahsedilen ve Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan alperen Selim'in kabriydi. Tarif edilen yer, yolun hemen yanındaydı, Simovina'ya (Ammovounon) daha yakındı, daha önce oradan geçmiştim. Mezar hâlâ ayaktaydı. Kırkpınar Deresi'ni hatırladım. Sabriye Teyze'ye veda ettim. GERÇEK KIRKPINAR'A KAVUŞMUŞTUM Sabriye Teyze'nin oğlu Ahmet Amca ile birlikte 10 kilometre sonra tarif edilen yere ulaşmıştım. Tam tarif edildiği gibiydi, Güney kısmı, tribün gibi hafifçe yüksekti, Güneybatı istikametinde, Kırkpınar deresi vardı, Kuzey'de ise Arda nehri akıyordu. Kırkpınar çeşmesi kaybolmuş, ancak suyu akmaya devam ediyordu. Burada şehit olanlar ve güreşenler için fatihalar okudum, binbir korku ile fotoğraf çektim. İşte bir rüya gerçek olmuş, iki yiğidin güreşirken şehit olduğu, Kırkpınar'ın fışkırdığı, Osmanlı yiğitlerinin 550 yıl boyunca, yiğitliğin, mertliğin, gücün en anlamlısını göstererek Türk oğlunun Avrupa'yı vatan edinme mücadelesini canlandırdıkları ve 91 yıldır pehlivanlara hasret kutsal meydanı görmüştüm. Gözyaşlarımı tutamadım. Hangi efsane bunlardan daha sağlam temellere, gerçeklere sahiptir. Kırkpınar efsanesi, yazımızın başından beri anlattığımız tarihi ve coğrafi gerçeklerle doğrulanmaktadır. Çardak'ta Salbaş mevkii, Salcı Baba'nın mezarı ve kum yolu, Bolayır'da, Şükür Tepesi ve Şehzade Süleyman'ın kabri, Dimetoka'da Deli Kızıl Sultan'ın türbesi, Simovina ve Sarı Hızır arasındaki Kırkpınar meydanı, Kırkpınar Deresi, Selim'in mezarı, Kırkpınar efsanesinin "GERÇEK EFSANE" olduğunun inkâr edilemez delilleridir. En önemlisi de, bu efsane, yüzlerce yıldır, en güzel gerçek olarak Türk milletinin gönlünde, mâşeri vicdanında yer bulmuştur. YARIN : Kırpınar, Sarı Saltuk'la başlar

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.