Güreşe çıkamadı

A -
A +

Seyirciler gözlerine inanamıyordu. 115 kiloluk bir devin, pamuk bohçası gibi fırlatılması akılları yerinden çıkarmıştı. Ahmet, o kadar hırsla Pytlasinski'yi atmıştı ki, köprü kuramadı, sırtı iki omuzuyla birlikte tam manasıyla mindere yapıştı. Hakemin galibiyet düdüğünü duyan Ahmet, doğruldu. Galibiyet selamını verdi. Salon, "Karamel", "Bravo müthiş Türk", sesleri, ıslık ve alkışlarla yıkılıyordu. Ahmet, elini kalbinin üstüne götürüp gayet kibarca eğilerek seyircileri tekrar selamladı. Kanlı kulağıyla Ahmet'in yaptığı bu hareket seyircileri iyice çılgına çevirdi. Ahmet, Fransız gazetecilerin ve Türkiye'den Sabah gazetesi muhaberinin güreşle ilgili suallerine cevap verdikten sonra, menajeri ve Türk öğrencilerle birlikte oteline döndü. 14 Temmuz'daki güreşte Ahmet'in rakibi Amerikalı Fengler'di. Ahmet, Paris'te üç defa karşılaştığı rakibini 29 Haziran'da bu turnuvadaki güreşte 29. dakikada yenmişti. 14 Temmuz'daki güreşteyse, 30. dakikada yendi. Ahmet, bu galibiyetiyleViyana'daki güreşlerde finale kalmıştı. Finalde rakibi, 1898 Cihan Şampiyonu Paul Pons'tu. Güreş 15 Temmuz gecesi yapılacaktı. Ahmet, Paris'te kavuştuğu 1899 Cihan Şampiyonluğundan sonra, Pons ile dört defa karşılaşmıştı. 23 Aralık 1899'daki güreşleri 50 dakika sürmüş ve berabere bitmişti. İkinci güreşleri 26 Aralık'taydı. Güreş çok çetin oldu. Ahmet'in kaşı yarıldığı için iki saat süren güreş sonuçlanmadı.Üçüncü karşılaşmaları 31 Aralık'ta oldu. İki saat 50 dakika süren güreş sonunda yenişme olmadı. Kara Ahmet ile Pons arasında son güreş 10 Ocak 1900'de yapıldı. Dördüncü karşılaşmada da iki saat kıran kırana güreşe rağmen yenişme olmamış, dört güreşi değerlendiren jüri, Ahmet'i galip ilan etmişti. İşte, şimdi Fransızların efsanevi şampiyonu Pons ile beşinci defa karşılaşacaktı. Ahmet, bu sefer, Pons'u yenmekte kararlıydı. Pons'un gazetelerde çıkan "Türk dört sefer elimden kurtuldu, ama bu sefer hayır." Sözleri Ahmet'i hırslandırdı. Kara Ahmet, 15 Temmuz sabahı, büyük bir acıyla uyandı. Ayaklarının üzerine basamıyordu. Sabah namazı için abdest dahi alamadı. Yardım edecek kimse bulamayınca otel odasının duvarındaki kireçle teyemmüm etti. Zili çalarak görevlileri odasına çağırdı. Hemen menajer Pierri'ye haber verdiler. Menajer, telaşla geldi. Gözlerine inanamadı. Koca pehlivan, yerinden kalkamıyordu. Üç kişi kollarına girerek büyük bir güçlükle otelin girişine indirdiler. Bir faytona bindirerek en yakın hastaneye götürdüler. Yapılan muayene sonrası, ayaklarındaki şişkinliğin romatizmadan olduğunu, onbeş gün güreş yapmasının imkansız olduğunu açıkladılar. Ahmet, kalbinin sancıdığını anlatınca, muayene ettiler ve bir şey olmadığını söylediler. Ahmet, 15 Temmuz gecesinde, Paul Pons ile olan final güreşine çıkamadı. Birkaç gün içinde de güreşemeyeceğini beli olunca, hükmen mağlup ilan edildi ve böylece Viyana'daki turnuvada, Pons'un arkasından ikinci oldu. 17 Temmuz tarihli Avusturya gazetelerinde çıkan haberde, Pons, "Ahmet'in hastalık sözleri bahane, karşıma çıkmaktan korktuğu için hastaneye yattı." diyordu. Bu haberler kendisine okunan Ahmet, "Rabbim büyüktür. Gün gelir karşı karşıya gelirsek, o zaman Allah'ın izniyle gösteririm ben ona kimin kaçtığını" dedi. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.