Güreşle Frenk diyarını fetih

A -
A +

Hikmet Dedenin 'ceza yerine geçecek dua' sözü, Osman Paşa'yı da meraklandırdı: -Hikmet Dedem, çok esrarlı sözler söylersin. Güreşle Frenk diyarı nasıl fethedilir? Hikmet Dede güldü: -Şartlar değişti Paşam, fetihler, artık yalnız topla, tüfenkle olmuyor. Hikmet Dedenin sözleri, Osman Paşa'yı sarstı: -Haklısın Dedem. Bu fethin nasıl olacağını da Ahmet düşünsün. Bizim işimiz şimdi Plevne. Hele, Ahmet'e en büyük ceza yerine geçecek şu duayı et de biz de amin diyelim. Hikmet Dede, gözlerini yumdu, ellerini açtı, duaya durdu: -Ey her yarattığını binbir hikmetle yaratan Yüce Rabbim. Silah muhabbeti yapan Kara Ahmet ve Ceylan Ali kullarına kızılelmaya giderken muhabbet, aşk silahıyla vurulmayı, Ahmet'e, güreşle kızılelmaya kavuşmayı ihsan eyle. Hikmet Dedenin duasına, Osman Paşa, duanın işaret ettiği güzel neticeyi farkederek, Ahmet ve Ali ise yalnızca silah sözü akıllarında kalarak... Hikmet Dedenin niçin vurulmaları için dua ettiğini anlayamayarak amin dediler... ama yürecikleri cız etti, vurulmayı hiç düşünmemişler, akıllarına getirmemişlerdi. Osman Paşa, Ahmet ve Ali'yi kulaklarından hafifçe tutup Hikmet Dedenin yanına götürdü: -Dedem, bu ikisi de bundan sonra senin taleben. Muhabbetin, aşkın, muhabbet silahının, muhabbet silahıyla vurulmanın, güleşle kızılelmayı aramanın, kızılelmanın ne olduğunu bunlara ancak sen anlatırsın... yaşlarına, hallerine göre. Görsünler bakalım silah muhabbeti yapmanın ne çetin bir muhabbet, sohbet, konuşma olduğunu. Osman Paşa, Ahmet'i omuzunu okşayarak sevdi: -Hikmet Dedenden, kızılelmanı nerede nasıl bulunacağını iyi öğren. Ben de senelerder kızılelmayı arıyorum ama bir türlü bulamadım. Ne dersin birlikte arayalım mı? Paşa'nın teklifi Ahmet'i heyecanlandırdı: -Emredersin Paşam. Ahmet'in heyecanı Osman Paşa'yı gülümsetti. HHH Bir mübarek gün daha başlamak... Hayır dileyenlere hayır, şer isteyenlere şer sunmak... 30 Temmuz 1877 Pazartesi şafak sökmek üzereydi Plevne'ye... Tuna üzerinden. Osman Paşa, bütün gece uyuyamamıştı, seher vakti şöyle bir dalar gibi olmuştu. Topraktan bir ses gelmişti, uyan Osman Paşa uyan, an uyuma vakti değil, an, duaların kabul olduğu seher vaktidir, diye. Paşa, yatağından fırlamış, saatine bakmıştı, vakit hakikaten de seher vaktiydi. Osman Paşa, hemen abdest almış ve seher vaktinde, duaların kabul zamanında niyaza durmuş... "Ya Rabbi, omuzlarıma çok büyük bir yük bindi. Günahlarıma tövbe ettim. Günahlarım sebebiyle Rus keferesi karşısında İslâm ordusunu mağlup eyleme... sevdiklerin, sevip te nimet verdiklerin yüzü suyu hürmetine yardımını esirgeme.." diye başlayan ta sabah namazı vaktine kadar devam eden duaya durmuş, kendisini uyandıran mübarek toprağa secdeye kapanmış, secdede gözyaşlarıyla dua etmişti. İşte şimdi, Osman Paşa, sabah namazı sonrası, tam tan yeri ağarmak üzereyken, yürüyordu, yeni inşa edilen tabyalar arasında. Kendisiyle birlikte, bütün Osmanlı mülkünün yürüdüğünü hissediyordu. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.