Hani şiddeti kanunla önleyecektiniz?

A -
A +

7 Mayıs Cumartesi Bursa'da olanlar oldu. Statlara 'Arena' ismini verenler mahcup edilmedi. Bursalı fanatikler, polislere karşı verdikleri meydan savaşını kazandılar ve Beşiktaşlı taraftarları Bursa'ya sokmadılar. Hani futbol, sevgi, barıştı, kardeşlikti? Hani Beşiktaşlı taraftarlar en güzel şekilde ağırlanacaktı? Hani şiddeti kanunla önleyecektik? Uzun tartışmalar, araştırmalar sonucunda Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Meclis'ten geçirmiş ve 14 Nisan'da Resmi Gazete'nin mükerrer olmayan sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Ve çocuklar gibi sevinmiştik, kanun yürürlüğe girdi, şiddet son bulacak diye. Kanuna göre, ev sahibi spor kulüpleri, spor alanlarında sağlık ve güvenliğe kadar ilgili spor federasyonları ve uluslararası spor federasyonlarınca belirlenen önlemleri almakla yükümlü olacak, bu ve benzeri 'cek', 'cak'larla her şey güllük, gülistanlık hale gelerek sporda şiddet ve düzensizlik son bulacaktı. Efendiler! Kimse, kimseyi aldatmasın. İlk önce 'spor nedir' buna cevap verelim. Sonra da 'niçin spor'un cevabını mutlaka mutlaka tespit edip gereğini yapalım. Yoksa daha çok kanunlarla şiddetini çözmeğe çalışırız. Sözlüklerde spor; "Avcılık, binicilik, denizcilik, futbol, basketbol, güreş gibi vücut, zihin ve beyin yeteneklerini geliştiren, eğlence de sağlayan işler" şeklinde tarif edilmektedir. Çocuklarımızın kendi aralarında oynadıkları futbol maçlarını geçelim. 'Seyredilsin diye oynanan' futbolun uzaktan yakından yukarıda tarifi yapılan sporla ilgisi yoktur. Bu yıl 12 Ocak'ta Fenerbahçe'nin Slovak yıldızı Miroslav Stoch söyledi. Önceki yıllarda da Galatarasay ve Beşiktaş'ı çalıştıran Rumen Teknik Direktör Lucescu ve Fenerbahçe'yi çalıştıran Brezilyalı antrenör ve efsanevi futbolcu Zico aynı şeyi söylemişti "Türkiye'de futbol, din gibi..." diye. Futbol her şey olduğu Brezilya'da yetişen Zico'nun söylediği çok manidar. Ülkemizde futbol adına yaşananları işte bu sözler açıklıyor. Türkiye'de futbol, spor falan değildir. Geleneğimizde spor, maksat değil vasıtadır. Neye mi? Bedene ve zihnen güçlü olmaya, eğlenilirken eğitilmeye... Osmanlılarda boğa güreşleri ve esirlerin ölümüne dövüştürülmesi, boks gibi insanın insana, insanın hayvana, hayvanın hayvana eziyetine dayalı spor yoktu. Güreşten atlı, oklu, kılıçlı sporlara bütün sporlar, savaşa hazırlık ve eğlenirken eğitmeye, tasavvufi terbiye vermeye yönelik idi. Önce 'Niçin Spor?' sualine cevap vermek zorundayız. Buna, "Bedenen ve ruhen güçlü, ideali hakka hizmet olan, başarı, madalya için değil muvaffakiyet için spor yapan nesiller yetiştirmek." cevabını vermezsek nasıl kanun çıkarırsak çıkaralım faydasız olacak nice Bursa olayları yaşanacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.