Hakem, düdüğü çalınca, öğrenci Mehmet ile gözgeze geldi, ondan tamam işareti aldı ve hasmının üzerinden kalktı. Hakem, Ahmet'in sağ elini kaldırarak galibiyetini ilan etti. Depraz ise nasıl yenildiğini anlamamış, şaşkın şaşkın Ahmet'e bakıyordu. Fransız seyirciler, ıslıklarla Depraz'ı protesto ediyorlardı. Ama hepsi değil. Bir grup bayan "Karamel! Karamel!" diye incecik sesleriyle bağırarak Ahmet'i alkışlıyorlardı. Ahmet, bayanlara döndü, sağ elini göğsüne götürerek hafifçe eğilip gayet zarif bir şekilde bayanlara destekleri için teşekkürlerini bildirdi. Ahmet'in bu hareketi, bayanları iyice çıldırttı. Yerlerinde zıplayarak Ahmet'i alkışlamayı sürdürdüler. Bayanların içinde birisine Ahmet'in gözü takıldı, tanıdık gibisine geldi, ama kim olduğunu çıkaramadı. Çünkü o Osmanlı Türküydü, inancına göre yabancı bir kadına ancak irade dışı ilk bakışa izin vardı, isteyerek ikinci defa bakmak ise haramdı. Ahmet, Paris'teki ilk güreşinde çok önemli bir galibiyet elde etmişti. Çünkü, rakibi dünyanın sayılı güreşçilerindendi. Hergeleci İbrahim, Ressam Galip Bey, Reşat Bey, öğrenci Mehmet, menajerleri Pierri ve Cannon, sevinçle Ahmet'in etrafını almışlar, tebrik ediyorlardı. Bu sırada, Depraz'ın menajeri ortaya çıktı ve bir şeyler söyledi. Fransızlar, bravo diyerek menajeri alkışladılar. Reşat Bey, menajerin söylediklerini "Ahmet, Depraz'ın menajeri senden bir güreş daha istiyor." şeklinde tercüme etti. Ahmet, o şakacı haliyle mindere doğru yürüdü: -Ben hazırım, meydana gelsin, hemen güreşelim. Bizde güreşten, meydandan kaçmak olmaz. Ahmet'in tavrına Reşat Bey, gülümsedi: -Şimde değil, haftaya. Ahmet, ustası Hergeleci'ye döndü: -Ben hazırım. Ustam da tamam derse olur. Hergeleci İbrahim, Ahmet'in yeni bir güreşte de Depraz'ı tekrar yeneceğine emindi. O da, "Olabilir" onayını verince durum menajere bildirildi. Reşat bey, Ahmet'in isterse hemen güreşelim, sözlerini tercüme etti. Bu, seyircilerin çok hoşuna gitti, Ahmet'i alkışladılar. Seyircilere, bir hafta sonra, Ahmet ile Depraz arasında ikinci bir güreş yapılacağı açıklandı. Bu karar, seyircileri coşturdu. Kara Ahmet, alkışlar arasında ustası ve öğrenci Mehmet ile birlikte, güreşin yapıldığı kışlık sirkten çıktığında kulağına "Karamel!, Karamel!" diye bir ses geldi. Ahmet, sese döndü. Karşısında gülemseyen bir çift siyah göz gördü. Bu oydu. Önce kafasına şemsiyeleri indiren, sonra da yanağına bir öpücük konduran, avucunun içine görüşme isteğini bildiren bir not bırakan Fransız kızı Benoit'ti. Benoit, yüzünde gülücükler açarak Ahmet'in yanına geldi, bonjur, dedi. Ahmet, bir şey diyemedi, nar gibi kızarıp kaldı. Ustası, Hergeleci de merakla bir Ahmet bir de Benoit'e bakıyordu. Biri daha merakla bakıyordu. Bu, Depraz'ın menajeriydi. Anlamlı anlamlı gülüseyip yoluna devam etti. Ahmet'in kızarması, Benoit'in çok hoşuna gitti. Benoit, öğrenci Mehmet'e bir şeyler söyledi. Mehmet, suallere cevap verdi. Mehmet, cevap verip konuştukça, kız, hayran hayran Ahmet'e bakıyordu. > DEVAMI VAR