Hindistanlı meydan okumuştu

A -
A +

Ahmet, Aksaray'da bahçe içinde bir ev kiralamıştı. Ama gönlü, Eyüp Sultan'daydı. Hem evi, hem de mezarı burada olsun istiyor, bu dileğini sık sık İbrahim Pehlivan ile oğlu Sait efendiye anlatıyordu. Ahmet'in İstanbul'a dönmesiyle birlikte, cadı kazanı kaynatılmağa başladı. Yok, Ahmet, ikinci sınıf yağlı güreş pehlivanıymış, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmet'in ayarı değilmiş, yok, Kurtdereli Mehmet'ten kaçıyormuş. 24 ve 26, 27 Teşrinievvel (Ekim) 1900 tarihli İkdam gazeteleri, Ahmet'i sevenler ve sevmeyenlerin karşılıklı iddialarıyla doluydu. Ahmet, ne desin söylesin bilemedi. Zaten sancıyan yüreği çok daha sancır, gönülceğizi hepten de daralır olmuştu. 1901 yılının ocak ayında İstanbul'a Hindistan'dan Gulam Şir Haydar isminde bir pehlivan geldi. Kurtdereli ve Kara Ahmet pehlivanlara 20 Kanunisani (Ocak) 1901 tarihli Tercüman-ı Hakikat gazetesi vasıtasıyla meydan okudu. Bu arada, Ahmet'in Kurtdereli Mehmet ve Adalı Halil'den korktuğu için güreşi bıraktığı sözleriyle İstanbul çalkalanıyordu. Ahmet, bu iddialara 22 Kanunisani (Ocak) 1901 tarihli Sabah gazetesinde cevap verdi: "Geçen sene Paris'ten dönüşüm sonrası güreşmediğimi görenler, artık güreşten vazgeçtiğimi sanmışlar. Gerçekten ben de bir aralık böyle bir fikre düşmüştüm. Budapeşte'deki güreşte kalbimden rahatsızlanmıştım. Ama şu anda çok iyiyim. Güreş sevgisi böyle birdenbire içten atılamıyor. Gulam Şir Haydar gibi tuhaf pehlivanların çıktığını görünce güreşi bırakma kararımda duramayacağımı anladım. Sırtımdan redingotu çıkararak yine cepkenimi giydim. Başıma keyfiyeyi, belime kuşağımı sardım, ortaya çıktım. Gulam pehlivanla ne zaman ve nerede arzu ederse derhal güreşebilirim. Kendisi beni arayacak olursa ya Sabah matbaasına yahut Süleymaniye'deki Kara Ahmet'in Kahvesine müracaat etsin. Söylediğim gibi Gulam'la her iki stilde güreşebilirim. Birkaç güne kadar cevap bekliyorum. Pehlivan Kara Ahmet." Ahmet, İstanbullulardan ve güreşseverlerden gerçeği saklamış, kalp rahatsızlığının iyileştiğini söylemişti. Kalbi, sancımağa devam ediyor, en ufak bir yorgunlukta nefes nefese kalıyordu. Kurtdereli Mehmet Pehlivan, köyünde bulunduğundan Gulam'ın meydan okumasına ikinci defa olarak Kara Ahmet, 2 Şubat 1901 tarihli Sabah gazetesinde cevap verdi: "Birader, Pencap'tan İstanbul'a gelerek Otel Royal'e inmişsiniz. Hırs ve emelle gazetelerde bize meydan okumuşsunuz. Lakin söz verilen görüşmeyi otel odasında yapmak istemenizi doğrusu yadırgadım. Cevabınızı bekliyorum." Ahmet, bu cevabı vermişti, ama içi rahat değildi. Macaristan'da başına gelenleri, tabiplerin söylediklerini unutamıyordu. Az bir yorulmada kalbi sancıyordu. Ya Habeşin karşısında kalbi yine isyan edip, bayılırsa, İstanbullu güreşseverlere derdini nasıl anlatırdı. Hem de fitne kazanının bütün sıcaklığıyla kaynadığı böyle bir zamanda. Ama olan olmuştu. Ahmet, "Ya Rabbi, hayırlı olanı nasip et." diye dua etmekten başka bir şey yapamıyordu. Bu arada kendini fazlaca sıkıştırmadan idman yapmağa çalışıyordu, fakat çok zorlanıyordu. Bu mektuplara, Hindistanlı güreşçi cevap vermedi. Ahmet de sonu belli olmayan bir maceraya girmekten kurtuldu. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.