Kale içinde şehit olmuştu

A -
A +

İsmail Pehlivan'ın söyledikleri Yusuf'u şaşırtmıştı: - Nası oliyeri ustam. - Şanslısın, Tuna ve Silistre'yi bu güzellikte göödün. Şansızsın çünkü, bu güzellikleri bi daa unutamıcan. Gözünü yumdukça ep bu altın şehri ve altın suyu hatırlıcaan. Buralaadan ayrı kaldıkca ayrılık ateşiyle, Tuna ve Silistre sevdasıyla yancaan. Gözlerini Tuna ve Silistre'den ayıramıyan Yusuf, ustasının bu sözlerine gülümsedi: - Te be ustam. Büle bi ateşte, büle bi sevdayla yanmaa irazıyım. Kel İsmail Pehlivan, sevdayla yanmanın yalnızca sözünü duyan, bunu henüz tatmayanların cesaretiyle konuşan Yusuf'a güldü: - Sen irazısan mesele yok. Ama yine de sevda ateşi başka ateşlere benzemez, büyük konuşma derim. Şimdi hemen bir hana gideem. Yarın saba erken kalkam da saa Silitsre'yi gezdireyim. Atlarını tepeden aşağı Silistre'ye doğru sürdüler. *** Sabah namazından sonra Yusuf ve ustası yatmadılar. İsmail Pehlivan, Yusuf'u ilk önce Silistre Kalesi'ne, buradan da Mecidiye Tabyası'na götürdü. Tabyaya geldiklerinde, İsmail Pehlivan, tabyanın Tuna'ya açılan kapısını görünce ağlamaya başladı. Yusuf, dondu kaldı, ustasına ne olmuştu? İsmail Pehlivan, bir müddet ağladıktan sonra konuştu: - Kusura kalma Yusuf! Bu kapıyı görünce arkadaşım Kızılcıklı Halil'i atırladım. Oniki yıl önce, tam burda, emen yanıbaşına düşen bi gülleyle şehit olmuştu. - Siz Kırım Harbi'ne katıldınız mı? - Katıldım evlât. Silistre zor günler geçirince, Silistreliler, askerleen yanında savaşa girdilee. Biz de Deliormanlılaa olarak yardıma koştuk. Buban ve Çavuş Ninen buradan Kırım'a duuru devam itmişlee, bizse Silistre'de kalmıştık. Yusuf, ustasından o günleri dinlemek istedi, ama bir şey diyemedi. İsmail Pehlivan, derin bir iç geçirdi. Sanki bir anda 10 yıl öncesine gitti. Ve anlattı, yaşadıklarını, gördüklerini: "Yıl 1854'tü. Osmanlı Devleti, bu defa, İngilizlee ve Fransızlaala Rusya'ya karşı birlikte savaşıyerdi. Odesa ilimanının bombardıman edilip,13 cephane yüklü geminin alınması ve diğerleenin batırılmasına cevap ularak , Ruslaa da Tuna üzerinden saldıraya geçip Silistre önleene gelmişleedi. Mareşal Paskiyeviç, 24 taburluk kuvvetinin başına bizzat kendi geçip saldırıyı idare itmişti. Ancak, şu göödün Mecidiye Tabyası'na geldikleende hiç beklemedikleri bir direnişlee karşılaştılar. Rus askerleri perişan ulup kaçtılaa. Mareşal da kalçasından yaralanmıştı. Ağır hezimetten soona, Mareşal Paskiyeviç'in yerine General Gorçakof, tayin idildi. Çar Nikola'nın gözüne girmek için Gorçakof, Silistre'nin Şumnu ve diğer şehirleele irtibatını tamamen kesmek amacıyla, er türlü tedbiri almıştı. Kesin netice almak için 96 bin kişiyle Türk siperleene saldırdılaa. Dört noktadan saldırıya geçmişleedi. Karşılaanda yannızca 15 bin Türk askeri ve bizim gibi gönüllü ularak savaşa katılmış kimselee vaadı. Yine bozguna uğradılaa. General Şilder öldü, General Luders ağır surette yaralandı. Bizim taraftan da çok şehit vaadı. Arkadaşım Kızılcıklı Halil de bu saldırı sırasında şehit oldu." DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.