Karşıma çıkan yanar -231-

A -
A +

Eşraf, Aliço'ya, "Koca usta sen güreşme. Çırağınla güreşmen yakışık almaz." diye rica ettiler, hemen Adalı Halil'i bulup getirdiler, Adalı Halil, "Ustam, hakkını helal et, ben bir densizlik yaptım, affet." dedi. Aliço, Adalı'nın bu hareketi karşısında gülsün mü ağlasın mı bilemedi. Oradakilere, "Tamam, güreşmeyeyim ama bizim sarı öküz ne olacak" deyince Gelibolu'nun ileri gelenleri güldüler, "Merak etme usta, biz sana bir değil iki sarı öküz parası veririz" diler ve iş bu şekilde tatlıya bağlandı. Güreşler 23 Ağustos 1894 Perşembe günü sabahtan başladı. Baş hakem Aliço, cazgır da Çardaklı Çubukçuoğlu Mehmed Pehlivandı. Güreşleri saraydan, gelinle beraber gelen kadınların da seyretmeleri için ağaçların üzerine çardaklar yapılmış, etrafı da kafeslerle kapatılmıştı. Küçük boy pehlivanlar güreştikten sonra, orta boyu Tophaneli Yusuf, kazandı, ikinciliği ise Sebeblili Hüseyin aldı. Sıra başaltına gelince, baş hakem Aliço, hepsi de yerine göre başa güreşmiş ve Çardak'ta da niyeti başa güreşmek olan başpehlivanlardan Koca Yusuf, Adalı Halil, Katrancı Mehmed ve Şumnulu Kuru Rüstem'i ayırarak diğerlerinin başaltına güreşmesini uygun gördü. Bu karar, o zamanın başpehlivanlarının hepsinin aynı seviyede olmadığını ve ayrılanların diğerlerinden bir gömlek üstün olduğunu göstermektedir. Aliço'nun bu kararına Kurtdereli Mehmed pehlivan karşı çıkıp, "Ben başta güreşeceğim, Katrancı Mehmed'i daha önce yendim, Adalı Halil ile de berabere kaldım" diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Aliço, Balıkesirli ağaların da araya girip, pehlivanlarını başta görmek istediklerini söylemeleri üzerine, Şumnulu Rüstem'in başaltında güreşmesini istedi. Rüstem de çaresiz bu karara boyun eğdi. Başaltında eşleşmeler; Şumnulu Kuru Rüstem-Pamukçulu Osman, Razgradlı Kara Ahmet-Kazandereli Memiş, Küçük Yusuf (Mehmed)-Arap Hüseyin şeklinde oldu. Yapılan güreşler sonunda, Kuru Rüstem ve Koca Yusuf'un çırağı sona kaldılar. Küçük Yusuf, eski ismiyle Mehmed, Rüstem'i yenerek başaltında birinci oldu. Bu güreşten sonra Koca Yusuf'un çırağı Küçük Yusuf, heryerde Küçük Yusuf diye bilindi ve tam bir başpehlivan olduğunu gösterdi. Cazgır'ın, başpeplivanlar sahaya seslenmesiyle, dört pehlivan yağ kazanı başına geldiler, selamlaştılar. Yusuf, Kurtdereli ile üç sene önce karşılaşmış, yenerken onu ezmemiş, güreşle ilgili tavsiyelerde bulunmuştu. Birbirlerinin yağlanmasına yardım ettiler. Yusuf, Kurtderli'ye takıldı: -Bre Mehmed pelvan, görmeyeli çok gelişmişsin, görelim bakalım pelvanlığın da aynı şekilde gelişmiş mi? Kurtdereli şakaya şakayla karşılık verdi: -Te be Yusuf ustam pelvanlığım öyle gelişti ki karşıma çıkarsan yandın. -O zaman bugün ben hiç soyunmayayım bari. Pehlivanlar hep birlikte güldüler. Aliço, Koca Yusuf ile Kurtdereli Mehmed'i, Adalı Halil ile Katrancı'yı eşleştirdi, normal olanı da buydu. Bu eşleştirme ile Adalı Halil ile Koca Yusuf'un son güreşi yapmasını düşünmüştü. Cazgır güzel bir dua ile pehlivanları meydana saldı, dört pehlivan da çok güzel peşrev çıkardılar, ama en kıvrak ve göz alıcı peşrevi, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, çıkarıyordu. Bıraksalar, kanatlanıp dağlar bayırlar aşacak, kaf dağının ardındaki peri güzelini tutup getirecekti. > Devamı var

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.