Kendine güven aklı örtmemeli

A -
A +

Filiz, Ahmet'in sırtına ikinci şaplağı yapıştırdı: -Te be üzülmeyesin bu kadar. Ucunda ölüm yok ya. Ahmet, ağlamaklıydı: -A be Filiz ağam. Nasıl üzülmeyeyim. Yirmibir yıllık rüya kâbusa döndü. Verilen vazifeyi başaramadım. Benoit ile evlenme ümidim tamamen söndü. Bu, benim için ölümden de beter. Filiz, güldü: -A benim deli kardaşım. Biten bir şey yok. Güreşlere devam edeceksin. Ahmet, duyduğuna inanamadı: -Güreşlere devam edecek miyim? Nası yani? Elenmedim mi? -Edeceksin be Ahmedim. Bundan sonraki final güreşlerinde yenilsen bile bir şey değişmeyecek. Şimdi yapacağın güreşler, sıralamaya, alacağın ödüle tesir edecek. Bu grupta dördüncü bile olsan... hafif sıkletteki dört güreşçiyle birlikte sekiz pehlivan, final güreşlerini yapacaksınız. Ahmet, tam manasıyla vurgun yemiş gibiydi: -Te be bu gavurcukların işine akıl sır ermez. Mağlup olan güreşçiler nasıl mücadeleye devam eder? -Sen şimdi bunları bırak da bundan sonraki güreşlere bak. Sen ders aldın mı onu süle. Yine aklında Benoit olduğu halde güreşirsen işte o zaman her şey biter. Ahmet, kızardı, neşesi yerine gelir gibi oldu: -Tamam be Filiz ağam. Ayıbımızı yüzümüze vurmasan olmaz mı? Ahmet'in neşesinin yerine gelmesi, Filiz'i de neşelendirdi: -Vurmak yok, ibret almak var. Benoit yengemizi unutamamakta haklısın. Ben büle bir güzele tutulsam, yemeden içmeden kesilir, ayakta bile duramam. Senin vaziyetin iyi sayılır... yalnızca sırtın yere gelir. Filiz'in sözlerine katıla katıla güldüler. Filiz, hiç bekletmeden, gazetelerle görüşmesine müsaade etmeden, Rum Pierri ile birlikte acele otele götürdü. Ahmet'in mağlubiyetin tesirinden kurtulması için çeşitli şakalar yaptı, rahatlamasını, uykusunun gelmesini sağladı. Bir annenin yaramaz çocuğunu yatırması gibi yatağına yatırdı. Şakayla karışık ninni de söyledi. Ahmet, 27 Kasım sabahı kalktı... ilk işi, Rum Pierri'yi çağırmak oldu, kendisine köprü kurmasını öğretmesine istedi. Daha önce köprü oyununa çok soğuk baktığını bilen Rum Pierri'nin kendisini şaşkın şaşkın bakması üzerine Ahmet kızdı: -Te be ne bakarsın üle. Kendimize çok güvendik, yaptık bir hata. Unutmamalıydık, işimizle ilgili her türlü bilgi ve beceriye sahip olma gereğini, ama unuttuk. Filiz Nurullah, Ahmet'e, "Ahmet, yiğidim. Benoit yengemize söylesek de güreşler boyunca seni görmese. Onu görünce aklın başından gider." dedi. Filiz ağasının bulduğu çare, Ahmet'i tebessüm ettirdi. Filiz ağasına hak verdi. Hakikaten de Benoit'i gördüğünde aklı başından gidiyordu. Öğrenci Mehmet ile Benoit'e haber gönderildi, güreşleri seyretmeğe gelse bile kendisini göstermemesi istendi. Ve böyle davranmalarının sebebi de bildirildi. Ahmet, Filiz Nurullah ve Pierri ile birlikte 27 Kasım akşamı güreş için salona geldiler. Ahmet'in rakibi Belçikalı, kasap lakaplı Constant idi. Constant, grekoromen güreşinde üstat sayılıyordu. Ama, onun bütün bu bilgisi, üstatlığı, Ahmet'in akıl almaz kuvveti karşısında yetersiz kalıyor, kayalara çarpan dalgalar gibi dağılıyor, Ahmet, istediği zaman, elense ve çapraz ile rakibini altına alıyordu. İşte, burada grekoromen güreşini bilmemenin neticesi ortaya çıktı. Ahmet'in yerde uyguladığı, tek kle, çift kle oyunlarına Constant, büyük bir ustalıkla karşılık verdi, Ahmet'in kendisini çevirmesine mani oldu. Ahmet, bel kündesi alıp attığında da köprü kurarak omuzlarının mindere yapışmasını önledi. Ahmet, bu duruma çok kızdı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.