Kırk damla gözyaşı

A -
A +

Gül yüzlü Cumhurbaşkanım. Bugün Kırkpınar'ı şenlendireceğinizi duyduk. Size Kırkpınar'dan kırk damla gözyaşıyla hoş geldiniz diyoruz. Bunların 39'u hüzün, 1'i de gelişiniz sebebiyle sevinç gözyaşı... Kırkpınar'a bu sene 23. gelişim. "Kırkpınar'ı bütün dünyaya tanıtacağız" teranelerini duymaktan bıktım. Bırakın dünyaya tanıtmayı, pehlivanlara, cazgırlara, ağalara ve Kırkpınar'dan geçinenlere anlatılamamayı görmekten kahroldum. İmkân olsaydı da 29 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında Türkiye Gazetesi'nde çıkan beş günlük Kırkpınar yazı dizimi okumuş olsaydınız. O zaman gözyaşlarının sebebini çok daha iyi anlamış olurdunuz. Yine de Kırkpınar'a gelişinizi fırsat bilerek birkaç kelimeyle anlatmağa çalışayım. Sayın Cumhurbaşkanım; Kırkpınar, günümüz insanlığının hasret olduğu öyle evrensel değerler taşıyor ki. Kırkpınar'a sahip çıkabilmek Edirne Belediyesi'ni çok aşıyor. Kırkpınar, yalnız Edirne'nin, hatta yalnız Türkiye'nin değil bütün insanlığındır. Onda, güçlüyken zulmetmemeyi, sahip olunan güç, mal, mevki gibi nimetlere nasıl şükrederim endişesiyle buğday başağı gibi boyun bükmeyi öğreten nice güzellikler vardır. Peşrevdeki, rakibinin topuğuna elleyerek alnına götürmenin, "Ben ustalıkta senin ayağının tozu olamam", elini toprağa sürüp başına değdirmenin, "Ey pehlivan, gücünle mağrur olma, topraktan geldin, toprağa döneceksin. Hesap var; güçlüyken adil ol. Galibiyette mağlubiyetin güzelliğini tat" demek olduğunu, rakibin sırtını sıvazlayarak helalleştiklerini, "hayda!" diyerek rakibini güreşe teşvik ettiklerini anlatabilsek, Batılıların hayretten dudakları uçuklar. Kırkpınar, dünyada 650 yıldır devam eden tek organizasyondur! Kırkpınar, bütün bu değerleri, güreşlerin yapıldığı Sarayiçi'yle ve Selimiye'siyle, dünyanın ilk akıl hastanesiyle, nice medeniyetlerin izlerini taşıyan Edirne'siyle bir bütün olarak alınmayı, devlet politikasıyla değerlendirilmeyi bekliyor. Bunun için zat-ı âlinize veya TBMM'ye bağlı bir heyet kurulmalı, Kırkpınar'ı, Edirne'yi bir bütün olarak değerlendirmeli, önce maddi-manevi güzelliklerin tespiti yapılmalı, sonra neler yapılacağına karar verilip, harekete geçilmeli. Gül yüzlü Cumhurbaşkanım, Kırkpınar'dan kırk damla gözyaşının sevinç gözyaşı olmasını istiyoruz, Kırkpınar'ın dünyada yerini almasını istiyoruz. Kore'deki esir Türklerin Çinliler karşısında anlatılmaz direncini merak edip 1996'da Türkiye'ye gelen ve tesadüfen yolu Kırkpınar'a düşen, "Dünyada böyle bir güzellik yok, bu Kırkpınar'a ilk gelişim ama son gelişim olmayacak" diyen, o günden bugüne aralıksız Kırkpınar'a gelen, çektiği DVD'leri internetten dünyanın dört bir ülkesine yayarak masrafını çıkaran ve bizim yapamadığımızı yapan ABD'li papaz Donald Miller'in tavrı herhalde bize bir fikir verir! Kırkpınar'ın temsil ettiği değerlere sevdalıların gözyaşları sevince olsun efendim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.