Kırkpınar serhat boyu kültürü ve yadigârıdır

A -
A +

Kırkpınar, serhat boyunda, Avrupa'yı vatan edinirken doğmuştur. Serhat boyu kültürü ve yadigârıdır. Kırkpınar'a ermeydanı denilmesi de bunun en büyük delilidir. Peki Kırkpınar'ın serhat boyu kültürü ve yadigârı olması neyi ifade eder. İsterseniz buna, milletimizin gönlünden doğan, asla yalan söylemeyen, milli vicdanı, karakteri yansıtan türkülerimize bakarak söyleyelim. Buna ermeydanı derler, bunda söz olmaz Çifte yürekli erkekler (şahin) gelin bu yane Ele bele dile (imanım) ihanet olmaz Yandım okurlar fermanın (imanım yandım) kıyarlar cane Demek ki serhat boylarında söze değil, yapılan işe bakılır, burada ele (hırsızlık yapmamak, alınan ücretin gereğini yerine getirmek, alış - verişini doğruluk içinde yapmak), bele (namusa), dile (verilen söze, destanlarımıza, kanuna, efsanelerimize) ihanet olmaz. Peki ihanet olursa ne olur? Fermanı okurlar, yargılanır, bu yargılanmanın sonucunda idâma hüküm olunur ve kıyarlar cane, idam edilir. Burada yaşayanlar çifte yüreklidir, çok cesur, yiğit, namuslu, zamanın silahlarını en iyi şekilde kullananlardır. Bu yolun erkanı (imanım) hünkârdan gelir Serden geçmiş erler (imanım şahin) gelir bu yane Sıtk-ı sadakattan (imanım) ayrılmak olmaz Okurlar fermanın (imanım yandım) kıyarlar cane Serhat boyunda nasıl davranılacağı, hangi işlerin yapılacağı, hünkar, devlet tarafından tayin edilir. Burada, serhat boyunda doğruluktan, sadakatten ayrılık olmaz. Ayrılırsa sonu idâmdır. Burada yaşayanlar serden, yani baştan geçmiş, canını hak, adalet, vatan, ebedi güzellikler için ortaya koymuş, ölümü, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprü bilen, şehit olmak için can atan kişilerdir. Alaman dağıdır Tuna'nın başı Eksik olmaz serhatların savaşı, Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı Serhatları vurur şevki Tuna'nın Edirne'nin ardında sümbüllü bağlar Hasan Ağa oturmuş kargısın yağlar Şimdi cenk var davullar zurnalar mehterler çalar Hasmını meydanda seç kahramanım pehlivanım hey Üçünü beşini birden biç kahramanım pehlivanım hey Kanuni Sultan Süleyman, Budin'i fethettiğinde, Macar kralının sarayının duvarına "Burası gaziler diyarıdır beyim burda gayr olmaz Burda gayreyleyenin akıbeti hayrolmaz" yazar. Tabii bugün, bu çok basit Türkçe'yi anlamaktan da aciz hale geldik. Yani bizim anlayacağımız lisanla, "Serhat boyunda, gaziler diyarında, kanun, örf ve adetlere, yiğitliğe, mertliğe aykırı iş işlenmez, başka yerlerde işlenirse af olabilir, ama serhat boyunda bunlara aykırı iş af olunmaz, çünkü burası serhat boyudur, düşman ile yüz yüze olunan yerdir" demek istemiştir. Dün serhat boyu, yalnızca hudutlar, Osmanlı'nın Avrupa topraklarıydı. Bugün ise küreselleşme denen bela, TV'ler, sinemalar, internet sebebiyle, artık bütün yurt, evlerimizin için serhat boyu oldu; düşman yatak odalarımıza, en mahrem yerlerimize kadar girdi. İşte bunun için, Kırkpınar serhat boyu kültürüdür, bu kültürün misalleştirildiği yerdir. Kırkpınar'da güreş tutanlar, Kırkpınar'la ilgilenenler, bu kültürün gereğini yapmalı, yapmayanlar, yerine getirmeyenler Kanuni Sultan Süleyman'a havale edilmelidir, diyoruz. Koca Yusuf örnek olmalı Yazarımız Halil Delice, "Koca Yusuf Yalnızca Güle Yenildi" kitabını, Cumhuriyet tarihinin en büyük yağlı güreşçisi Ahmet Taşçı'ya imzalayarak verdi. Ahmet Taşçı, bu hizmeti için arkadaşımıza teşekkür ederken "Koca Yusuf, hepimize örnek olmalı, Yağlı güreş yapan bütün pehlivanlar bu kitabı okumalı ve Koca Yusuf gibi olmaya çalışmalı. Dereceye giren pehlivanlara öncelikle bu kitap verilmeli" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.