Kırkpınar'dan geçinenlere üç ihtar vakti geldi

A -
A +

Bu sene Kırkpınar'da bir ilk yaşandı, başpehlivanlık ikinci turda Şaban Yılmaz ile Reşat Turgut arasındaki güreşte Turgut, pasif güreşmekten üç ihtar verilerek mağlup ilan edildi. Ben galip gelmişim gibi sevindim. Senelerdir bunu söylüyor "Güreş yapmayana verin üç ihtarı" diyordum, "Baş güreşleri çok hareketsiz geçiyor, puanlama, altın puan olmamalı" diyenlere karşı. Ama taraftarı fazla, arkası kuvvetli güreşçiye ihtar vermek için mangal gibi yürek gerekiyordu. Eğer Serhat Gökmen ile Mehmet Yeşil arasındaki güreşte de ihtarlar zamanında çalıştırılsaydı güreş sonrası çirkinlikler yaşanmaz, Gökmen bir puan ile yenik sayılmaz, Yeşil üç ihtar ile iş puana dökülmeden yenik sayılırdı. İnsanlık tarihinin, nice bin evrensel motifi bağrında taşıyan, en eski geleneksel spor, Kırkpınar'dan geçinenlere, senelerdir Kırkpınar'ı dünya kültür mirası haline getirmeyenlere de üç ihtar vakti çoktan geldi geçti. Peki, bu ihtarı kim verecek? Tabi ki milletimiz, onun adına Cumhurbaşkanımız. 23 senedir Kırkpınar'a gelirim, "Her sene Kırkpınar yurtdışında tanıtılacak" denir. Ama bu kadar sene zarfında bırakın CNN'i, EuroSport'u, mahalli bir televizyonu bile Kırkpınar'da görmedik. Güreşleri çabuklaştırmak adına, gelenekten kopma noktasına gelindi. Kırkpınar, taşıdığın maddi-manevi değerleri, yapıldığı mekan, Edirne'nin taşıdığı hatıralar ve güzelliklerle birlikte ele alınmalı. İnanarak söylüyorum, Edirne'nin ve Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi'nin Türk milletine ve insanlığa söyledikleri, Çanakkale Savaşlarının yapıldığı Gelibolu Yarımadasından az değildir, fazladır. Bunun için Kırkpınar'a, Edirne'ye sahip çıkmak bir devlet politikası, devlet işi olmalı. Bunun için mutlak yetkili bir kurul meydana getirilmeli. Maddi-manevi hiçbir fedakarlıktan kaçınmamalıdır. Kırkpınar ve Edirne'nin insanımıza gençlerimize vereceği milli-manevi şuur hiçbir maddi varlıkla ölçülmez. Kırkpınar'ın, güçlü olanın elinde ezilen, adalete, insafa, hoş görüye hasret insanlığa da söyleyecek çok sözü var, nice evrensel değere sahip. İnsanlığı, Kırkpınar gibi bir güzellikten mahrum etmeğe kimsenin hakkı yok. İşte bunun için Kırkpınar'dan geçinenlere üç ihtar gösterilmeli, Kırkpınar'a sahip çıkmak bir devlet politikası, Türk milletinin kıyamete kadar devletiyle devam etmesi iddiasının temel taşı olmalı diyor, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ü bunun için bir fırsat biliyoruz. Kırkpınar'ın insanlık için ne değer taşıdığı 20 yıldır Kırkpınar'a gelen Fransız Jean Pierre'e, 16 yıldır er meydanına koşan proteston papaz Donald Miller'e sorulmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.