"Kırkpınar'dan Kırk Damla" dedik ama...

A -
A +

20yılı aşkın zamandır yüzlerce Kırkpınar makalesi yazdık, beş tane tebliğ sunduk. Okuyucularımızdan, "Halil Bey, bunları kitap haline getir, hem biz alalım hem de bakarsın yetkililerin dikkatini çeker ve Kırkpınar'la ilgili iyi bir şeyler yaparlar" talebi fazla gelince gayretlendik. Kırkpınar'ın tarihçesini, neyi ifade ettiğini, peşrevin ne söylediğini, yirmi yıllık Kırkpınar hatıralarımızı, yağlı güreşin günümüzdeki durumunu, ağaları, başpehlivanları, unutulmaz güreşleri, akademik çabalarımızı bir kitap çalışması içinde topladık. Bunlara yüzlerce makalemizden kırk tanesini seçip ekledik ve "Spor Geleneğimiz ve Kırkpınar'dan Kırk Damla" dedik. Dedik ama iş kitabı bastırmaya gelince zorlandık. Yayınevi "Sponsora ihtiyaç var" deyince başladık aramaya. "Kırkpınar için kalıcı işler yapmak istiyorum" diyen bir ağamıza eseri anlattık, ikna oldu, mutabık kaldık. Tam baskı aşamasında gelen telefonla tam manasıyla vuruldum. Bizim sponsor vazgeçmişti, hem de "Benzer kitap piyasada çok var" bahanesiyle. "Bunda da bir hayır vardır" dedik ama kabullenmekte zorlandık. Sanki kırk damla boğazımıza dizildi de nefes alamaz hale geldik. "Sponsorluktan vazgeçtim" başka şey, kabul; "Benzeri piyasada çok" sözü yüreğimize hançer saplanmış gibi oturdu. Mazeret ararken 'vurmak' niye? Kitabımızda, piyasadaki kitaplarda yazılmayanlar vardı, çünkü 20 gazetemizde Kırkpınar için daha önce yazılmayanları yazdık. En büyük isteğimiz gazetemizin 40. yılında "Kırkpınar'dan Kırk Damla" kitabımızı kırk bir kere maşallah diyerek kırkıncı yıl hediyesi olarak sunabilmekti... Kaybettiğimiz, kaybettirilen güzelliklerin hasretiyle yananlara, Kırkpınar'ın temsil ettiği güzellikleri özleyenlere, Koca Yusufların yolunu gözleyenlere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.