Hikmet Dede'nin Kara Ahmet'e olan vasiyeti şu şekilde bitiyordu: "Evladım, senin kızılelman, ebedi saadetin ve buna götürecek sebepler, batıda güneşin battığı yerde olacak... Ve güreş ile kızılelmayı arayacaksın. Sana emanet olan elma, evleneceğin kızla karşılaştığında ışıyacak. Bundan sonra, güreşle Frenk diyarında fetih yapacak, kızılelmaya kavuşacaksın. Sonra da o kızla evlenecek, yarısını sen, yarısını da eş seçtiğin kimse yiyecek. Bu evlilikten doğan çocuğunuz, yere düşen al bayrağımızı, dünyanın dört bir yanında dalgalandıracak. Evladım, sana teslim ettiğim elma, evleneceğin kıza kırk adım yaklaşınca ışıyacak. Bu elmayı, o kızla yiyeceksin, yarısını sen, yarısını o. Ama evleneceğin kıza bu emanete layık olmalı, seni gerçek aşka götürebilmeli. Böyle bir kızı bulman, sonra da Frenk pelvanlarını yenmen, seni, ebedi saadete götürecek kızılelmaya kavuştuğuna işaret olacak. Böyle bir kız; güreş peşinde koşarken karşına çıkacak. Bu sebepten, Osmanlı mülkü içinde veya dışında, hatta Frenk diyarlarında bile olsa hiçbir güleşi kaçırmamağa çalış. Evladım, böyle bir kız bulup onunla evlenmen, Frenk pelvanlarını yenmen, senin, kızılelma yolunda muhabbet silahıyla vurulman, Leyla'da Mevla'yı bulman, kızılelmaya, gerçek sevgiye, aşka, hakiki imana, ebedi saadete kavuşmandır. En önemlisi böyle bir evlilik, senin neslinden gelenlerin, çok zor günler geçirecek Türk oğlunu, yeni kızılelmalara, hedeflere götürmesini ve Türk milletinin eski şanlı günlerini yakalamasını sağlayacaktır. Demir Baba Dergahı'nda nesilden nesile intikal eden bir sandık vardır. Bu sandık günümüzde Karalar köyünden Yusuf'a teslim edilse gerek. O da güreşçi. Yusuf'un da kızılelması senin gibi batıda olacak. Yusuf'u bul, ona bu vasiyeti göster ve ondan sandığı sor. Sandığın içindekileri gör, sandığın muhafazasında, sizden sonraki nesillere intikalinde ona yardımcı ol. Benden sonra güleşte ustan, Deli Hafız pehlivan olacak. Ona tabi olup onun sözünden çıkmayasın. Güleşte onun söylediği gibi hareket edesin. Bu yol, ustadan çırağa, hocadan talebeye geçerek devam eder. Evladım, temiz toprak gibi olasın. Temiz toprağa her şey atılır. Ezilip hakaret görür. Lakin ondan hep güzel, temiz faydalı şeyler çıkar. Gül onda biter, hayat bulur. Hayatın kaynağı su, ondan fışkırır. Geçim ehli ol. Gül gibi geçin. İnsanlara karşı hep güleryüzlü ol. İnsanlar, yanına geldiğinde, çiçek bahçesine girmiş gibi ferahlasınlar. Kulluğunu, Allahü tealaya karşı acizliğini düşünüp yalnızken bol bol ağla. Nefsinden başka düşman arama, sana düşman olarak nefsini, öğüt, nasihat olarak da ölümü hatırlaman yeter. İki şeyi unut; sana yapılan kötülükleri ve yaptığın iyilikleri. İki şeyi unutma, sana yapılan iyilikleri ve günahları. Yüce Mevlam, seni, sevdiklerinin, sevip te nimet verdiklerinin yolundan ayırmasın, evliya kullarının duası ve himmeti hep seninle olsun. Hikmet Dede'ni, dua ve fatihanda unutma." Kara Ahmet, Hikmet Dede'nin vasiyetine dalıp gitmişti. Ne zaman bu vasiyeti okusa çevresini unutur, zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı. ¥ DEVAMI VAR