Koca Yusuf'u merak ediyordu

A -
A +

Aliço'nun kararına Kurtdereli Mehmed pehlivan karşı çıkıp, "Ben başta güreşmek istiyorum. Katrancı Mehmed'i daha önce yendim, Adalı Halil ile de berabere kaldım" diyerek itiraz etti. Balıkesirli ağaların da araya girip, pehlivanlarını başta görmek istediklerini söylemeleri üzerine, Aliço, Şumnulu Rüstem'in başaltında güreşmesini istedi. Rüstem de çaresiz bu karara boyun eğdi. Aliço'nun daha önce başa güreşmiş pehlivanların bile başaltında güreşmesini uygun görmesi sonucunda, Kara Ahmet, ustasına "Ben başta güleşmek istiyorum" diyemedi. Başaltında eşleşmeler; Şumnulu Kuru Rüstem-Pamukçulu Osman, Razgradlı Kara Ahmet-Kazandereli Memiş, Küçük Yusuf (Mehmed)-Arap Hüseyin şeklinde oldu. Kazandereli Memiş ile eşleşen Kara Ahmet, çok heyecanlıydı. Kolay değil, Koca Yusuf ve Aliço'nun karşısında güreş tutacaktı. Ahmet, özellikle de, Koca Yusuf'a kendisini göstermek, onun güreşini beğenmesini istiyordu. Koca Yusuf ona, "Tam bir başpehlivan olmuşsun." demişti. Onun güvenine layık olmalı, başaltında birinci olarak, başta güreşecek hale geldiğini göstermeliydi. Kara Ahmet, Kırkpınar'a götüren yolun başlangıcında güreş yapmaktan heyecanlıydı. Onun için bugünün bambaşka bir anlamı vardı. Çardak, Anadolu'nun Avrupa'ya, Kırkpınar'a uzanan eliydi. Şehzade Süleyman ve kırk akıncısı, buradan Avrupa'ya geçmişler, Türkistan, Anadolu, Çardak'tan Avrupa'ya bir daha ayrılmayacak şekilde bağlanmıştı. Hem de ebedi güzelliklerin müjdecisi gök kuşağıyla... Cazgır'ın duası ve sonra peşrev başladı. Kara Ahmet, yere mi basıyor, yoksa gökte mi yürüyor heyecandan farkında değildi. Kara Ahmet'in, kara bir panter gibi atlaması, doru tay gibi şahlanması, ok gibi hedefe uçması, seyircilerin hoşuna gitti: -A be bu kara oğlan küheylan gibi. -Maşallah deyin, Hergeleci'nin çırağıymış. Ense enseye geldiklerinde, Kara Ahmet'in heyecanı biraz geçmiş gibiydi. Rakibi Kazandereli Memiş kendisinden 12 yaş daha büyüktü. Plevne'ye yakın Selvi ilçesinin Dobronurka köyünde 1859 yılına doğmuş, 1877-78 Osmanlı Rus Savaşında göç ederek Tekirdağ'ın Kazandere köyüne yerleşmişti... Bu sebeple de Kazandereli Memiş diye anılıyordu. 1.90 boyunda, 115 kilo ağırlığındaydı. Ahmet ise, 1.80 boyunda ve 105 kilo ağırlığındaydı. Ahmet, Memiş pehlivanın yanında biraz küçük kalmıştı. Memiş pehlivan, senelerdir başta güreşiyordu. Ve... Ahmet'i seyredenler vardı, hem de ustaların ustaları... Bütün bu sebepler bir araya gelince, Ahmet, deli dolu güreş tarzını bıraktı. Memiş pehlivana fazla yaklaşmıyordu, bir kazaya gelip, Yusuf ağasının, Aliço'nun huzurunda rezil olmak istemiyordu. Güreş, karşılıklı elenselerle devam ediyordu. Memiş pehlivan, adı sanı duyulmamış rakibine pek ehemmiyet vermiyordu. Ahmet, Memiş pehlivanın iki paçasını açıkta gördüğü an çift daldı, paçaları ele geçirdi. Ve yüklendi. Yüklenmesiyle birlikte, kimsenin beklemediği bir şey oldu. Memiş pehlivan, o iri cüssesinden beklenmeyen bir çeviklikle döndü ve sırtüstü gitmekten kurtuldu. Ahmet, doğrulmasına fırsat vermeden Memiş pehlivanı bastırdı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.