Kurt Dereli ile güreşmişti

A -
A +

Ahmet, iki yıldır başaltında güreşiyordu. Başaltı güreşlerinde, Küçük Yusuf, Kuru Rüstem gibi pehlivanlarla boğuşup duruyordu. 1893 yılının Kasım ayında, yolu Susurluk'a düşmüş, burada, hayatının en güzel gününü yaşamıştı. Düğün güreşinde, başa güreşecek Kurtdreli Mehmet pehlivanın karşısına rakip çıkmayınca Kara Ahmet'in de başa çıkmasını istemişlerdi. Ahmet, güreş seyretmeye gelen, binlerce insan, baş güreş seyretme güzelliğinden mahrum kalmasınlar diyerek kabul etmişti. Kurtdereli Mehmet pehlivan da kendisi gibi o zaman yirmi yaşlarındaydı. Ancak, boy-pos, kilo olarak Ahmet'ten fazlaydı. Kurtdereli bir yıl önce Katrancı pehlivan tarafından ezilmiş, güreşemez hale getirilmişti. Bir yıl, köyde annesi tarafından bakıma alınan Kurtdereli intikam güreşi yapmak üzere Katrancı'yı kovalamağa başlamıştı, işte bu kovalama esnasında yolu Susurluk'a varmıştı. İki delikanlı, alt alta üst üste üç saat cansıperane güreşmişler. Seyirciler kendinden geçmiş. Sonunda iki pehlivanı berabere ilan etmişlerdi. Ahmet, o güne kadar yaptığı güreşlerin hiçbirinden bu kadar zevk almamıştı. Ustasıyla, Osmanlı mülkünün dört bir yanını gezmişti. Edirne, Selanik, Dimetoka, Tekirdağ, Bursa, Balıkesir, başlıca güreş kovaladıkları yer olmuştu. Bu arada, Ali Raif ile idmanlara devam etmiş, Beyoğlu'nda Frenk hocalardan Frenk güreşi grekoromeni öğrenmeğe çalışmıştı. Ahmet, Frenk güreşini bir türlü sevememişti. "Belden aşağı tutulması yasak olan güleş olur mu, bu ne kahbece iştir bre" deyip bu güreşe devam etmeyi istemiyordu. Ancak, Abbas Halim Paşa'nın isteğiyle bu hiç sevmediği güreşe çalışıyordu. Ahmet'e sorarsan, artık başpehlivan olmuş, başta güreşecek zamanı gelmişti. Ama ustası Hergeleci İbrahim, "Evladım, baş güreşlerinde Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet, Adalı Halil, Makarnacı Hüseyin, Mümin Hoca fırtına gibi esiyor, bunların arasında güleş tutabilmen için bir zaman daha geçmeli" diyerek müsaade etmiyordu. Ustası Hergeleci İbrahim, "Belki, Gelibolu Mevlevihanesi şeyhi Mustafa Danış Efendi'nin düğün güreşinde olabilir. 23 Ağustos Kum gününde Çardak'ta düğün güreşi var. Bir ihtimal orada başa güleşebilirsin" demişti. Ustasıyla birlikte iniyordu, Keşandan sonra gelen Koru dağlarından Gelibolu'na doğru. Faytonun tekerlekleri her bir tam dönüşte düzenli ses çıkarıyor, bu ses, Ahmet'e ninni gibi geliyordu. Sabah namazından sonra Keşan'dan yola çıkmışlardı. Ahmet, sabah mahmurluğunu üzerinden tam manasıyla atamadığı için dalıyor, tam kendinden geçmek üzereyken arabanın tekeri çukura geliyor, araba sarsılıyor ve Ahmet, hayatın, yolculuğun gerçekleriyle tekrar yüz yüze geliyordu. Ahmet'in gönlündeki yaralar çoktu. Hâla, kız kardeşini, halasını bulamamış, başta güreşmeye başlayamamış, sandığı görememiş, elmayı birlikte yiyeceği gönlünün sultanına kavuşamamıştı. İstanbul'da Ahmet'e nice evlilik teklifleri gelmişti. Ama, elma ışıldamamış Ahmet de bu tekliflerden hiçbirini kabul etmemişti. Ahmet'in evlenmediğini görenler, bunu Ahmet'in güreş sevgisini vermişlerdi. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.