Hergeleci bağırdı: -Siz ne diyorsunuz be. Ne şikayeti. Ne mağlup ilan etmesi. Yusuf'un almış bulunduğu boyunduruk oyununda, bizim güreş kurallarımıza aykırı bir şey yoktur. Ben paçaları bırakmadığım müddetçe, o da boyunduruğu boşaltmaz. Burnumun kanaması, hava değişikliğindendir. Önceden de başka bir yere gittiğimde burnum kanardı. Sizin havanız bana yaramadı. Hergeleci'den bekledikleri desteği bulamayan Pons'un dahil olduğu hakem heyeti, yerine döndü. Galip Bey, durumu, seyircilere duyurdu, seyirciler bu açıklamadan tatmin olmamışlardı, onlar, Yusuf'un mağlup ilan edilmesini bekliyorlardı. Yusuf'u protesto etmeye devam ettiler. Fransa'da güreş tutmak Yusuf'u iyice yorar olmuştu, mertlikten nasibini almamış bu insanlara daha fazla tahammül edemeyecekti. Hergeleci'nin burun deliklerine pamuk koyarak kanamanın önüne geçtiler. Yusuf, İbram, istersen güleşmeyelim, deyince İbrahim Pehlilvan, te be usta üle şey olur mu, bu kadarcık şeyden güleş kesilir mi, Selim ile Ali pelvanların güleşirken şehit olduğunu unuttuk mu, şeklinde tepki göstererek kabul etmedi. Güreş, ayakta tekrar başladığında, Yusuf, bugüne kadar yapmadığı bir şeyi yaptı. Yusuf, genelde rakibinin saldırısını bekler, güreşini ona göre ayarlardı. Bu sefer, öyle yapmadı, seyircinin tepkisi çok canını sıkmıştı, güreşi bir an önce bitirmek istiyordu, yenmek yenilmek onun için artık o kadar mühim değildi. Yenilse de hiç gam çekmezdi, yenilirse dünyanın en teknik pehlivanı Hergeleci'ye yenilmiş olacaktı. Ve güreşin tekrar ayakta başlamasıyla birlikte, hemen saldırıya geçti, Yusuf'un güreş tarzını iyi bilen Hergeleci de bu işe şaştı, gafil avlandı. Yusuf, kollarını, Hergeleci'nin koltuk altlarından geçirip sırtında ellerini bağlayarak çapraz topladı, koca koca ağaçları kökünden söken fırtına gibi Hergeleci'yi sürmeğe başladı. Hergeleci, kollarının arasından sıyrılmak istedi, başaramadı, yana fırlatarak yanbaş atmak istedi yapamadı, Yusuf, çengeli yetiştirdi, Hergeleci, büyük bir çeviklik göstererek kendini yüzü koyun yere atmayı başardı. Yusuf, bir kaplan gibi Hergeleci'yi ayağa kalkmasına fısat vermeden bastırdı. Hemen yere iyice yaydı ve hiç beklemeden her iki kolunu Hergeleci'nin koltuk altlarından geçirip ensesinde birleştirerek kurt kapanı oyununu almak için harekete geçti. Hergeleci, Yusuf'un güreş tarzı karşısında şaşkına dönmüştü. Bu tarz, onun tanıdığı Yusuf'un güreş usulü değildi. Hergeleci, kurt kapanı oyununu vermemek için direniyor, Yusuf da almak için bütün gücünü gösteriyordu. Sonunda, acı kuvvet, ustalığa galip geldi, Yusuf, kurt kapanı oyununu aldı, bunda, Hergeleci'in az önce, boyundurukta kalmış olmasının tesiri de vardı, yoksa Hergeleci gibi bir kimse, Yusuf'a kurt kapanı oyununu verecek bir duruma düşmez, düşerse de bir çaresini bulup bundan kurtulurdu. Fransız seyirciler, büyük bir heyecanla, iki pehlivan arasındaki kurt kapanı için yapılan mücadeleyi izlemişler, Yusuf'un bu oyunu alamaması için dua etmişlerdi. Yusuf'un oyunu aldığını görünce de hayal kırıklığına uğrayarak tekrar şiddetli bir şekilde Yusuf'u protesto etmeğe başladılar. Yusuf, kurt kapanıyla döndürmek için zorluyor, Hergeleci de direniyordu. Her halinden Hergeleci'nin son derece zorlandığı belliydi, yüzü kıpkırmızı olmuş, sık sık nefes alıp vermeğe başlamıştı. DEVAMI VAR