Mehmet ağlıyordu

A -
A +

14 Mart 1902'de Ahmet ile Petersen karşı karşıya geldiler. Güreşin yapıldığı salon hınca hınç dolmuştu. Weber ile yaptığı güreşten sonra geçen iki gün içinde Ahmet, iyileşmemiş daha da kötüleşmişti. Durumunu öğrenci Mehmet'ten başka kimse bilmiyordu. Ayakta zor duruyor, her hareket ona korkunç bir işkence gibi geliyordu. Bir avuç Türk'ün "Kara Ahmet" sesleri salonu çınlatıyor, Almanlar da "Karamel" tezahüratıyla Türklere destek veriyorlardı. Ahmet, elini kalbinin üzerine götürüp hafifçe eğilerek seyircileri selamladı. Gözleri ve gönlü seyirciler üzerinde gezdi, acaba rastlar mıyım ümidiyle, ama göremedi. Hakemin düdüğüyle güreş başladı. Ahmet, diğer iki güreşi gibi hemen bitirmek için harekete geçti. Elense için sağ kolunu kaldırdığında yüreğine dayanılmaz bir sancı saplandı. Sol kolunu denedi. Daha şiddetli bir sancıyla sarsıldı, gözleri karardı. Sanki yüreğine zehirli bir hançer saplanmıştı. Düşmekten son anda kurtuldu. Ahmet, acı gerçeğin farkına vardı, güreşmesi imkansızdı. Kolunu kaldıramayan kimse nasıl güreşirdi? "Hakeme söyleyip güreşi bıraksam mı" diye düşündü. "Güreş yapılan mekanı ermeydanı bilmiyor muyuz? Ölsem de güreşe devam etmeliyim." Şeklindeki gönlünün itirazıyla güreşe devam kararı verdi. Rakibi Petersen, Ahmet'in üzerine gelmesini bekliyor, oyuna girmiyordu. Ahmet üzerine geldikçe de geri geri gidiyordu. Güreş başlayalı beş dakika olmasına rağmen, iki güreşçi birbirlerine dokunmamışlardı. Ortada çok garip bir durum vardı. İki güreşçi birbirlerine bakıp duruyorlardı. Ahmet, kalbindeki sancı sebebiyle, kollarını kaldıramıyor, Petersen ise korktuğu için güreşe girmiyordu. Seyirci ıslıklamağa başlayınca hakem güreşi durdurdu. Her iki güreşçiye de birer ihtar verdi. Ahmet, "Ben de güreş diye ihtar alacaktım ha" düşüncesiyle acı güldü. Hakemin düdüğüyle güreş yeniden ayakta başladı. Ahmet, son bir gayretle ve acaba olur mu ümidiyle elense çekmek için sağ kolunu kaldırdı. Kaldırmasıyla birlikte de dayanılmaz bir acıyla sarsıldı. Kara Ahmet'in acıyla gölgelenen yüzünü, hem hakem hem de rakibi fark etti. Hakem, maçı durdurdu. Ahmet'e güreşe devam edip edemeyeceğini sordu. Ahmet, devam edeceğini söyledi. Ahmet'in durumunu büyük bir heyecan ve üzüntüyle seyreden, durumunu çok iyi bilen öğrenci Mehmet, gizlemeğe çalıştığı gözyaşları içinde Ahmet'e bir şey olmasın diye dua ediyordu. Dayanamadı, "Ahmet Pehlivan ne olur güreşi bırak. İntihar mı etmek istiyorsun." diye bağırdı. Fakat Ahmet, bir şey duyacak halde değildi. Kulakları oğulduyor, kalbi dayanılmaz şekilde sancıyor, gözleri kararıyor, ayakta zor duruyordu. Ahmet'in durumunu fark eden Petersen'in korkusu gitti. Hakemin düdüğüyle birlikte Petersen saldırdı. Ahmet, kendini korumak için, kollarını kaldıramıyordu. Ancak geri geri giderek kendini korumağa çalışıyordu. Fakat bir an geldi geri geri gidemez oldu. Minderin sonuna gelmiş, ring iplerine dayanmıştı. Ahmet, kendini korumak için iki elini de yukarı doğru kaldırdı, kalbinin dayanılmaz sancısıyla kilitlendi. İki eli havada kaldı, nefes alamaz hale geldi. Petersen bu fırsatı kaçırmadı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.