Alın size güzel memleketimizin birliği, dirliği ve huzuru için şaşmaz bir ölçü. Alevi'sinden Sünni'sine, Kürt'ünden Çerkez'ine, Laz'ına... Bizi birbirimize bağlayan çelik bağ, hem de asırlar geçse de hiç küflenmez, paslanmaz bir bağ. Ne mi bu bağ? Bu bağ; Ehli Beyt, iki cihanın serveri Peygamber Efendimiz ve onun ailesinin sevgisi. 85 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde evlatlarımıza en fazla konulan isimlerin ne olduğunu biliyor muydunuz? Erkeklerde, Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali ve Hüseyin isimleri... Kadınlardaysa Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep... Ecdadımız, saygısızlık olmasın diye Muhammed ismini Mehmet diye söylemiş. Peygamber ocağı bildiği asker ocağının mensuplarına Mehmetçik demiş. Erkeklerde ilk üç isim Peygamber Efendimizin isimleri, Ali damadı, Hüseyin ise torunu. Kadınlarda en fazla konulan isimler ise, annesi, hanımları ve kızlarının isimleri... Peygamber Efendimiz ve onun ailesine bizim insanımız kadar hiçbir topluluk saygı göstermemiştir, bu saygı bugün de devam etmektedir. Bu ülkenin vatandaşlarının en büyük müştereki; Ehli Beyt sevgisidir. Bu sevgiyi yok sayanlar, ülkemize ve milletimize en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Biz Muhammed'den Mehmet'e, Mehmet'ten ebedi güzelliklere giden yolu bilmişiz, bütün olumsuzluklara rağmen, bugün de bu yoldayız. Mehmet ismi, her zaman en fazla konulan erkek ismi oldu. Ancak geçen yıl çok ilginç bir gelişme yaşandı. 2007'de en fazla konulan isim Yusuf oldu, Mehmet ismiyse ikinciliğe düştü. Bu neyi gösteriyor? 2007 ve hemen öncesinde çok popüler olan Yusuf isminde biri aklıma gelmiyor. Recep, Tarkan, Abdullah, Hakan olsa neyse... Yusuf ismi nasıl birinciliğe çıktı? O kadar düşünmeme rağmen, Yusuf isimli çok tanınan, meşhur bir kimseyi bulamadım, bizim gazetemizde yayınlanan ve daha sonra da kitabı basılan 'Yalnızca Güle Yenilen' ve 'Cihanı Titreten Türk' Koca Yusuf'tan başka. "İnsaf Halil Bey, sen şimdi Yusuf isminin bu kadar çok konulmasına sebep olarak senin 'Cihanı Titreten Türk Koca Yusuf - Yalnızca Güle Yenildi' kitabını mı gösteriyorsun?" mu diyorsunuz? Hayır hayır, öyle bir iddiam yok. Benimkisi yalnızca bir durum tespiti. Ama beynimizi kanatırcasına düşünmemiz, sosyolojik tespiti yapmamız lazım. 2007 yılında Yusuf'u birinci yapan sır nedir? İnsanımızın Yusuf yüzlülere hasreti mi? Koca Yusuf gibi bilek ve gönülde, mertlik ve cesarette zirve insanlara, Alişlere duyulan özlem mi? Popçu, topçu, her şey para diyenlere, insanlığı mide ve uçkur görenlere duyulan isyan mı? Gençlerimizi, "cinnet geçirdim" diyerek en yakınlarını acımadan kurşuna dizer hale getirenlere, rüşveti, iltiması, terlemeden kazanmayı meşru hale sokanlara, iyilik, merhamet, adalet için çalışmayı enayilik olarak gösterenlere tepki mi? Ha ne dersiniz? Varsa cevabınız bekliyorum.