9-10 Mayıs'ta, Tarsus'daydık, 14. Karakucak Güreşleri sebebiyle. İşlerin yoğunluğundan başta pek gitmeyi düşünmedim. Aklıma Eshab-ı Kehf'in makamlarının burada bulunduğu gelince severek 'he' dedim. İyi ki he demişim. Hayatımın en güzel günlerinden iki gün yaşadım. İnsanlar tanıdım, Adem aleyhisselamdan günümüze insanlık tarihine şahitlik eden mekanlar gördüm. İnsanlık tarihinin şefkat, merhamet, bereket yüzünü Tarsus kadar güzel yansıtan şehir sayısı her halde bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Ulu Cami'de, Adem aleyhisselamın oğlu Şit aleyhisselamın makamıyla başlayan, İsa aleyhisselamdan önce yaşamış Danyal aleyhisselamla devam eden ve Eshab-ı Kehf ile zirveye vuran tarihi, manevi zenginlikleri bağrında saklayan bir Tarsus şehri ve bunları yaşatmak, ayrım yapmadan bütün Tarsusluların yardımına koşmak, onlarla elbirliği içinde güzel şeyler yapmak için çırpınan bir başkan; Burhanettin Kocamaz. Başkan Kocamaz'ın yaptığı hangi güzel işi söyleyelim... 1994 yılında seçilmesiyle birlikte, sahip bulunan güzellikleri elde tutmak için güçlü olmayı temsil eden karakucak güreşlerini başlatmış, bu sene 14.'sü yapıldı. Şehrin tarihi, kültürel dokusunun ortaya çıkması için hiç bir fedakârlıktan kaçınmamış. Danyal aleyhisselamın, lağım suyu içinde kalan kabrini ortaya çıkarmış, lağımlı suyun akışını başka yere çevirmiş. En önemlisi de bütün Türk milletini kıyamete kadar devam edecek bir yüz karasından kurtarmış. Ne mi yapmış, kaleme sığmaz ki anlatalım. Nusret mayın gemisini işitmeyeniniz yoktur. 1915 Martı'nda döşediği mayınlarla, Çanakkale Savaşı'nın, Türk tarihinin ve dünya tarihinin akışını değiştiren gemidir. Bu gemi 1955 yılına kadar orduda hizmet etmiş. Sonra sivil hayata geçmiş, yıllarca yük gemisini olarak hizmet ettikten sonra, Mersin limanında çürümeğe terk edilmiş. Öyle gemi ki, İngiliz Başbakanı Churcill'e "Dünya tarihinin akışını değiştiren gemi" dedirterek çıldırtan bir efsane... İşte bu gemi, jilet olacağı günü beklerken Başkan Kocamaz devreye girmiş, tırlarla Nusret'i Tarsus'a taşımış, aslına uygun tamir ettirerek ilk günkü haline kavuşturmuş, bununla kalmamış, bu gemi için, 'Nusret Mayın Gemisi Müzesi ve Çanakkale Zaferi Kültür Parkı'nı kurmuş. Başkan Kocamaz, bu hizmeti yaparak bütün milletimizin alnına kıyamete kadar silinmeyecek yüz karasının sürülmesine mani olmuş. Eğer Nusret Mayın Gemisi, jilet yapılarak yok olsaydı, ciğerlerimizin jiletle parça parça edilmesinden daha büyük bir felaket olurdu bizim için... Şimdi, Türkiye'nin dört bir yanından insanlar, hem Nusret Mayın Gemisi'ni hem de bu geminin etrafındaki Çanakkale Savaşı'yla ilgili nice hatırayı görerek Kocamaz'a dualar ediyorlar. Nusret Mayın Gemisi'ne sahip çıktığı, Çanakkale ruhunu Tarsus'ta yaşattığı için. Kocamaz, 2007'deki güreşlerde, 2005 ve 2006'da birinci olan pehlivanın altın kemer alması için anlaşmalı güreş yapılacağını haber alınca pehlivanları toplar ve der ki: "Eğer güreşlerde en ufak bir anlaşma yapıldığını ben ve danışmanlarım sezerse, güreşleri iptal eder, kimseye bir şey vermem. Er meydanına yakışır güreş yapın." Ve altın kemeri alması beklenen pehlivan finalde yenilir. İşte Kocamaz, böylesine yiğitlikten, mertlikten taviz vermez bir kişidir. Kocaman işler yapana, ebedi güzelliklerimize sahip çıkana Hak yardımcı olur, Nusret eder, halk sahip çıkar, onlar her daim genç kalır, kocamazlar. Evet, nusret, yardım bulan, yardıma kavuşan kocamaz...