Ölse de güreşecekti

A -
A +

Ahmet, tabibin bu sözlerine rağmen, "Osmanlı Rus'un karşısından kaçtı dedirtmem. Öleceğimi bilsem yine güreşirim, minder bizim için ermeydanıdır, bu sebepten minderde ölmeyi şehitlik kabul ederiz " diyerek bütün engellemelere rağmen, minderde Rus'un karşısında hazır oldu. Rus, deyince, Ahmet, her şeyi unutuyor, yalnızca Plevne'yi, savaşta, göçte, evlerinde öldürülen yüzbinleri, ırzına geçilenleri, hunharca katledilenleri hatırlıyordu. Hakemin düdüğüyle final, birincilik güreşi başladı. Ahmet'in yüreği sancıyor, Rus'u karşısında görmekle beyni zonkluyordu. Kara Ahmet, sağlı sollu elenselerle saldırdı. Hackenschmidt, bocaladı. Kendini koruyamadı. Güreşi bırakıp hakemlere gitti, Ahmet'in yumruk attığını söyledi. Hakem heyeti, toplandı, durumu tartıştı ve elensenin güreş kuralları içinde olduğuna karar verdi. Güreş tekrar başlayınca Ahmet, sağlı sollu elenselerle tufan olup yağdı. Rakibi, bunlara karşı bir şey yapamayınca, yumruk savurdu. Yumruk Ahmet'in sağ omuzunda patladı. Ahmet de, tam Osmanlı tokadını patlatırken, Budapeşte'ye niçin geldiğini hatırladı. Hackenschmidt'e bir ihtar verildi. Güreşin ilk yarım saatinde Ahmet, kovaladı, Rus güreşçi kaçtı. Seyirci ıslıklamağa başladı. Ahmet, biraz hızlı hareket edince kalbi sancıyordu. Ahmet, bu kadar kovalamacayı kafi gördü. Hackenschmidt, elenseden korunmak için dikildiği anda, belinden kavradı. Savurarak yere attı. Rakibi sağ omuzu üzerine düştü. Kaçmasına fırsat vermeden, bastırdı. Hemen sol tarafına geçti, uzun mücadele sonrası ellerini rakibinin göbeğinde kilitleyerek bel kündesini aldı. Rus, kündeyle atılmamak için çırpınıyordu. Ahmet, Rus'un bütün karşı koymasına rağmen, kündeyi güzelce doldurdu, rahatça çevirebilmek için bel hizasına kaldırmak niyetiyle hareketlendi. 110 kiloluk Rus'un ağırlığı, yerden kurtulup vücuduna yüklendiğinde Ahmet'in kalbinde dayanılmaz bir sancı başladı. Kara Ahmet, elinde olmayarak, rakibini bıraktı. Tepeden tırnağa vücudundan buz gibi ter boşandı. Hackenschmidt, gözlerine inanamamış, düştüğü yerden şaşkın şaşkın Ahmet'e bakıyordu. Tam yeniliyorken, ne olmuştu da kurtulmuştu. Kündeyi doldurduğu halde bu korkunç Türk kendisini niçin yere bırakmıştı. Ahmet'in hali hakemin dikkatinden kaçmadı. Düdüğü çaldı. Doktora işaret etti. Doktor, Türkçe bilen Rum menajer ile birlikte Ahmet'in yanına koştu. Ahmet'i muayene etti, sualler sordu. Ahmet'in kalp sıkıştırmasıyla karşı karşıya olduğunu ve güreşe devam etmesinin çok riskli olduğunu açıkladı. Durum, Ahmet ve menajerine iletildi. Ahmet, ne olduğunun farkındaydı, rahatsızlığının ne olduğunu biliyordu, daha önce muayene eden doktor da aynı şeyi söylemişti. Rus'un karşısına Kırkpınar ruhuyla çıkmıştı. Ahmet tereddüt içindeydi. Doktorların ikazına rağmen güreşe devam edip ölürse yine şehit sayılır mıydı, yoksa intihar mı olurdu? Ne yapacağını bilemiyordu. Kime sorsundu. Hackenschmidt, pis pis sırıtıyordu. Rus'un sırıtması Ahmet'e, Plevne'yi 93 Harbi'nde hunharca katledilen yüzbinleri hatırlattı. Hayalinde katledilenler ve Rus güreşçi üst üste geldi, aklı durdu, hisleri harekete geçti. Kararını verdi, güreşecekti, bu, güreşten çok öteydi, yüzlerce yıldır süren savaşın devamıydı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.