Osman Paşa vuruldu

A -
A +

Osman Paşa, bir kurşunla bacağından ciddî şekilde yaralandı... Yaralanan ayağını üzengiden kurtarmağa çalışırken, attan düştü. Bunu gören Osman Paşa'nın emireri Çotuk Selim, "Osman Paşa'mız vuruldu" diye feryat bastı. "'Osman Paşa'mız, vuruldu" diye delirmiş gibi koşmağa başladı. Osman Paşa, "Selim, oğlum dur" dediyse de duyuramadı. Osman Paşa, tabancasını doğrulttu, Çotuk Selim'i vurmalı, bağırmasını önlemeliydi, "Osman Paşa vuruldu" sözü koca Türk ordusunu bozardı. Ama Osman Paşa, tetiği çekemedi. Acılar içinde çaresiz, mırıldandı, "Bre Paşa, benim dersin ha, işte... Hani nerede, senin gücün kuvvetin? Harekatın duyulmasına, kurşunun seni bulmasına ve Çotuk Selim'in bağırmasına niçin mani olamadın? Hani nerde Paşalığın?" diye. Paşa, baktı... "Osman Paşamız vuruldu" diye bağıra bağıra koşan Çotuk Selim'e, yaralı ayağına, yanı başında suçlu suçlu duran atına, kendisine doğru koşan yaverine, ölüm kalım savaşı veren askerlerine ve yollarda, köprüde buğday sapı gibi doğranmış Plevne'nin halkına.... "Ya Rabbi, günahlarıma pişman oldum, benim günahım sebebiyle kıyma bu millete" dualarına, tevbelerine, gönül yıkanmasına durdu. Plevne beş aydır, Gazi Osman Paşa sembolü ile ayakta, dimdik duruyordu. Osman Paşa'nın vurulduğu, mübalağalı şekilde Türk hatları arasında yıldırım gibi yayıldı. Herkes "Osman şehit düştü" diye biribirine haykırıyordu. Panik başladı. Türkler, geriye Plevne'ye doğru ric'ate başladılar. 300 arabayı siper yaparak Vid suyu kenarında mevzîlendiler ve üzerlerine gelen düşmana ateşe başladılar. Bundan sonra tam dört saat, Ruslar, Türklerle dolu vâdîyi top ve tüfek ateşiyle cehenneme çevirdiler. Türk hurucunu, yarma hareketini öğrenen Çar ve kardeşi Grandük, Radişevo'daki Rus tabyasına gelmişler, Rusların Türk siperlerine aktıklarını seyrediyorlardı. Çar'a her dakika başı telgrafla haber geliyor... Rus ve Türk zayiatı ile durum hakkında bilgi veriliyordu. Romen kolordusu, Yanıkbayır'da ilerlemeye başladı. Opaneç'teki Türk tabyasının ateşini susturan Romenler, saat 09'da tabyaya girdiler ve 2 bin Türk'ü esîr aldılar. Güneybatıdan ilerliyen General Kataley de Rus Hassa Kolordusu ile Türkler'in sol kanadını koruyan 120 subay ve 3 bin 734 erden müteşekkil Türk birliğini esîr etti. Bir Rus kolordusuna karşılık bir Türk alayı, nihayet bir Türk tugayı muharebe ediyordu. Savaş çok dengesizdi. Önden ve arkadan çevrilen Türklerin Plevne'den çıkma şansı artık yok olmuştu. Üstelik tekrar Plevne'deki tabya ve siperlerini elde etmelerine de imkân yoktu. Çoğu Ruslar tarafından işgal edilmişti. Ortada, açık bir hedef olarak kalmışlardı. Türkler, çenber içindeydi. Tam 3 saat, aralıksız Rus ateşi yediler. Devamlı Rus takviyesi geliyor ve Ruslar artık Plevne sokaklarında dolaşıyordu. Öğleden sonra saat 13.00'da, iki tarafın ateşi de azalmıya başladı ve sonra tamamen durdu. Türkler, her taraftan sarılmışlar ve pek üstün düşmana karşı, târihte az görülen bir cesaretle vuruşmuşlardı. 143 gündür bütün dünyayı büyülemiş olan efsane, son dakikalarını yaşıyordu. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.