Pehlivana kibir yakışmaz

A -
A +

Hüsmen ağa, tam manasıyla çarpılmıştı. Hüsrev'in başına gelenleri anlayamıyordu. Bu kadar üzerine düştüğü, bir dediğini iki etmediği pehlivanı bu şekilde nasıl yenilirdi. Bunda mutlaka bir şey vardı. Bir adamını Hüsrev'e gönderdi, durumu anlamasını isedi. Hüsrev, akşam yediği etin kendisine dokunduğunu, ishal yaptığını, iyice kuvvetten düşürdüğünü, ağaya ayıp olmasın diye hasta hasta güreştiğini söyledi. Durumu Hüsmen ağaya söyleyince ağa, beklediği cevabı almanı rahatlığıyla, "Ben de hastalandığını tahmin etmiştim" dedi. Kara Ahmet, eşyalarının yanına geldi. Seyircilerin, Kara Ahmet'e bakışı değişmişti. Hemen etrafını sarmışlar, onu soru yağmuruna tutmuşlardı. Ahmet, neşesini bulmuştu. Onlara gülerek cevap veriyor, bir taraftan da Yakup Pehlivan ile Yusuf arasındaki güreşi takip ediyordu. Asıl güreşi, Yakup Pehlivan ile olacaktı. Onunla bitmeyen bir hesabı vardı. Ahmet, bugün, hesabı kapatmakta kararlıydı. Ahmet'in Hüsrev'i yenmesi, Yakup Pehlivan'ın Ahmet'e olan kızgınlığını daha da arttırmıştı. Yakup pehlivan, iki yıl önce Ahmet'in güreşmek için karşısına çıkmasını en büyük hakaret kabul etmişti. Bugün de, Ahmet'in, "Yakup Pelvanla hesabım var, onunla güleşmeğe geldim." demesiyle iyice köpürmüştü. Ahmet'in bu davranışını, kendine en büyük hakaret görüyordu. Ahmet'in hiç beklenmeyen şekilde Hüsrev'i yenmesi, Yakup Pehlivan'ı sevindirdi, "Eh aradığım fırsat elime geçti. Bugün ben senin güreş hayatını bitirmezsem bana da Yakup Pehlivan demesinler." düşüncesinde hemen hareket geçti. Zayıf rakibi Silistreli Yusuf, ilk önce elense ve tırpanla yere düşürdü, sonra bel kündesi alarak yendi. Cazgır, Yakup'un galibiyetini ilan ettikten sonra, Yakup Pehlivan'a nefeslenmesi için onbeş dakika verdi. Yakup pehlivan, "Te be haddini bilmez bu kızancık karşısında güleşmek, ona haddini bildirmek için dinlenmeğe ihtiyacım yok." dedi, istirahatı reddetti. Cazgıra da durumu ilan etmek düştü: -Rakibini yenen Yakup pehlivan, dinlenmeyi reddettiği için başaltında son güleş hemen başlayacak. Ahmet pelvan başaltında son güleş için hazır olsun. Yakup'un dinlenmeyi reddetmesi, seyircilerin dikkatinden kaçmadı: -Yakup Pelvan, yine kibirlendi, büyüklendi. -A be pelvana, kibirlenmek, rakibi karınca da olsa küçük görmek yakışır mı? -Bu Ahmet, iki sene önceki Ahmet değil. İster misin, Hüsrev gibi Yakup'u da çarpsın. -Yok devenin nalı. -Üle deme, gurur, kibir insanın gözünü ve gönlünü kör eder. Kibirlinin hasmı Allahü tealadır. -Doğru, doğru. Ahmet, yağını tazelemek için kazan dibine geldi, Yakup pehlivan yağlanıyordu. Ahmet, selam verdi, Yakup pehlivan homurdandı, selamı mı aldı, yoksa başka bir şey mi söyledi anlayamadı. Ahmet, her ihtimale karşı, "Aleyküm selam" diyerek selamı geri aldı. Yakup pehlivan, alaylı bir şekilde gülümseyerek Ahmet'in kispetine baktı: -Ooo somun pelvanı kendine yeni bir don bulmuşsun. Yine emanet mi? Ahmet, Yakup'un takılmasına, kispetine don demesine kızdı, ama belli etmedi. ¥ DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.