Saat 18.00'da güneş batarken, 3 bin 500 şehit veren Hıfzı Paşa, beyaz bayrağı çektirdi. 2 bin 235 yaralı askeriyle beraber, onları kılıçtan geçirtme?mek için, teslim oldu. Dünyaca ünlü Rus hassa alaylarına 4 bin ölü ve binlerce yaralı verdirmiş, görevini yapmıştı. Bir kaç gün sonra Telis de teslim oldu. Plevne, bu defa tamama yakın şekil?de muhasaraya alınmış ve açlığa mahkûm edilmişti. Fakat hâlâ Sofya yolu kapatılabilmiş değildi. Zîrâ yol üzerindeki Orhâniye kasabasında 20 taburuyle Şevket Paşa vardı ve Sofya da Türkler'in elindeydi.Ruslar, kuzeyde, Müşir Mehmed Ali Paşa'nın ordusu?nu âtıl hâle getirmişler, fakat imha edememişlerdi. Üçüncü Plevne muharebesi sonrasından hemen sonra iki tarafın da durumu nazikleşmişti. Ruslar, son savaşta, 50 bin askeri ölü ve yaralı olarak kaybetmişlerdi. Fakat üçüncü büyük zaferi kazanmasına rağmen, Osman Paşa'nın durumu da her gün daha kötüye gidiyor, beklediği yardım bir türlü gelmiyordu. Tuna'nın ordusunun diğer kumandanları, küçük hesaplarla Gazi Osman Paşa'yı korkunç bir Rus kuvvetiyle başbaşa bırakmışlardı. En önemlisi de Plevne, Ruslar tarafından tamamen çember altına alınmak üzereydi. Daha 3 Eylül 1877'de Ruslar, Osma suyunun doğu kıyısı üzerindeki Lofça'yı işgal etmişler, kuşatma çemberini iyice daraltmışlardı. Böylece Plevne, artık üç taraftan kuşatılmıştı. Ekim sonlarında Plevne, yalnızca güneybatıda Sofya'dan cephane, mühimmat ve yiyecek alabiliyordu. Sofya'dan Plevne'ye gelen Türk yardımlarının çoğunu da düşman yolda ele geçiriyordu. Telis ve Gorni Dubnik düşmüş, Şevket Paşa ile Plevne arasına Ruslar girmişti. *** "Hayır olmaz, ben Paşa'yı bu saatte uyandıramam. Paşa'm, dört gündür yastığa başını yeni koydu" diyor, başka bir şey demiyordu. Çerkez Müsellim, bütün çerkezliğine, "Bu haber, mutlaka, Paşa'ya ulaştırmalıyım" diye ısrar etmesine rağmen, Gazi Paşa'nın emireri Çotuk Selim'i ikna edemiyordu. Çerkez Müsellim, bunun üzerine, Çotuk Selim'in yanındaki Kara Ahmet'e yalvardı: -Ahmet'im, bu Çotuk'un deliliği tuttu, bir defa hayır dedi, artık evet demez. Paşamıza sen haber verebilir misin? Getirdiğim haber çok mühim. Mutlaka kendisine ulaşmalıyız. Ahmet, ortada kala kalmıştı. Bir tarafta, yarı deli de olsa öz ağabeyi gibi sevdiği Çotuk Selim. Öte taraftaysa, komutanı Çerkez Müsellim vardı. Çaresizce Hikmet Dede'ye baktı. Hikmet Dede'den evet işaretini alınca, Çotuk Selim'in engellemesine aldırmadan, Gazi Osman Paşa'nın yattığı odanın kapısını çaldı. Bekledi, biraz sonra tekrar çaldı. İçerden, girin, sesi gelmesiyle Ahmet, içeri girdi. Çok kısa bir müddet sonra, Paşa ile birlikte çıktı. Belli ki Paşa, elbiseleriyle yatmış, daha uyumamıştı. Gazi Osman Paşa'yı gören salondakiler, kendilerini topladılar. Paşa, Çerkez Müsellim'e sordu: -Hayır olsun Müsellim, bu kadar acil olan nedir? Çerkez Müsellim, elindeki bir zarfı Paşa'ya uzattı: -Paşa'm, Şevket Paşa'nın size acil ulaştırmamı istediği haber burada. Osman Paşa, mektubu aldı. Zarfı açtı ve bir solukta okudu. Okumasıyla birlikte, Rus güllesi, göğsünü parçalamış gibi sarsıldı, olduğu yere çöktü. > Devamı var