Kel İsmail Pehlivan, Yusuf'un tepkisine hayret etti: -Evet, Karaok, güzel bi at. İyi para verirler. Burdan vapurla, Urusçuk'a geçeriz. Atlar bize ayak bağı ulur. Bundan soora, Edirne, İstanbul gibi çok uzak yerlere gitçez. Yusuf'un şaşkınlığı hâlâ geçmemişti: -Ama ustam, Karaok satılır mı? Ustası güldü: -Te be Yusuf, niçin satılmasın? Atlar, satılmak, gücünden faydalanmak içindir. Ustasının bu cevabı Yusuf'u gönlünden vurmuştu, demek ustası atları böyle görüyordu ha: -Ustam, ben Karaok'u satamam. O satılmak için değil. O benim can yoldaşım. Yiğit yiğidin yoldaşı, at yiğidin öz kardeşi diye boşuna dememişler. Dünyaları verseler de onu vermem. Eğer, çok isterseniz Rusçuk'a yannız gidin. Yusuf'un son sözleri ustasını uyandırdı: -Te be evladım. Hakkını helal it. Senin Karaok'u benim uyuz atla karıştırdım. Dalgınlığıma ver. Benim de Karaok gibi bi atım olsa ben de satmam. Ben sensiz iç bi yere gitmen. Urusçuk'a atla gideriz. Bülece yol üstündeki köy ve kasabalarda da güleş tutarız. Sen gönnünüh oş tut bre. -Sağ ol ustam. İsmail Pehlivan güldü: -Hep birlikte sağ olalım bre Yusuf, hadi davran! Yola çıkıyoruz. Hedef, Urusçuk. *** Silistre'den Rusçuk'a doğru Tuna boyunca yaptıkları yolculuk, Yusuf'u büyüledi. Urumeli insanının niçin Tuna'ya sevdalandığını, Tuna'ya niçin derya ismini verdiğini daha iyi anladı. Tuna, günün her vaktinde ayrı güzeldi. Her yerden ayrı bir can alıcılıkta gözüküyordu. Rusçuk'a geldiklerinde, Yusuf'un aklı gidiyordu. Silistre derken şimdi de Rusçuk onun aklını başından almıştı. İki güzel arasında tercih yapmakta zorlanıyordu. Gönlü, Silistre diyordu ne de olsa ilk göz ağrısıydı. Tuna'yı Silistre'de tanımış, Tuna'yı Silistre'de sevmişti. Yusuf ve ustası, Rusçuk ve yöresinde bir süre güreş kovaladıktan, ortalığı tozu dumana kattıktan sonra, Şumnu'ya dönmeğe karar verdiler. Rusçuk-Razgırad-Şumnu-Varna tren hattı yapılmıştı. Ama onlar, atlarıyla gitmeyi tercih ettiler. Razgırad, Rusçuk-Şumnu yolu üzerindeydi. Yusuf ve ustasının yolu, Razgırad'ın Torlak Köyü'nden geçiyordu. Bir gece burada konaklamağa, yollarına ertesi günü devam etmeğe karar verdiler. Deliorman'ın her tarafından olduğu gibi burada da güreş çok sevilirdi. Bütün herkes güreşçiydi. Güreşemeyenlerse, güreşenlere destek olurdu. Bütün Deliorman'daki gibi Torlak Köyü'nde de her fırsatta, düğündür, Ramazandır, bayramdır, cumadır, misafir deyip güreşler yapılırdı. Şumnulu iki pehlivanın Torlak Köyü'ne gelişi bütün köyde hemen duyulmuştu. Torlak köylüler bu fırsatı kaçırmak istemediler. DEVAMI VAR