Rüyada verilen elma

A -
A +

Aradan geçen üç yıl içinde Ahmet'in zihnini ve gönlünü Benoit konusunda acabalar yoklayıp durmuş... "Ya kız, sözleriyle böyle bir teklifte bulunmayı kast etmediyse, Pierri yanlış anlattıysa..." düşünceleri onu rahatsız etmişti. Ama, Benoit'in elmayı paylaşacağı kız olma ihtimaline rağmen meselenin üzerine gitmemişti. Çünkü Paris, Paris'in dilberleri onu ürkütmüştü... Paris'i sevememişti... Benoit'in, masumum diye haykıran gözü yaşlı halini hatırlayan Kara Ahmet, mektubu açtı. Mektup, Türkçeydi. "Sevgili Karamel, Bu mektubu Pierri'ye yazdırıyorum. Önce, üç sene önce otelde yaşadığımız hadise için özür diliyorum. Pierri, sözlerimi yanlış anlamış ve sana yanlış anlatmış. O gece yatakta seninle birlikte olmak için gelmedim. Niyetim yalnızca konuşmak, sana gördüğüm bir rüyadan bahsetmekti. Güreş esnasında, "Aşk olsun", "Kızılelmaya" diye bağırman çok hoşuma gitmiş, bunların manasını Türk öğrenciye sormuş... aldığım cevapla vurulmuştum. Güreşin, böyle iki ilahi gaye uğruna yapılması beni çok etkilemişti. Hıristiyanlıkta elma hayat ağacı olarak bilinir. Âdem ile Havva'nın Cennet'ten elma yedikleri için çıkarıldıkları kabul edilir. Sizdeki kızılelma düşüncesi beni çok etkiledi. Elmanın, aynı zamanda kısmete, evleneceklerin hayat arkadaşına işaret etmesi, çok hoşuma gitti. Öğrenci arkadaşınızdan bu açıklamaları dinledikten birkaç gün sonra, bir rüya gördüm. Rüyamda, bana elma veriyordunuz. Elmayı aldım, bu sırada babam geldi. Elimden elmayı alıp büyük bir kızgınlıkla attı. Bu sırada uyandım." Uzun zaman rüyanın tesirinden kurtulamadım. İşte, otele, sana bu rüyayı anlatmak niyetiyle gelmiştim. Sonra beni çok üzen, senin de çok üzüldüğüne inandığım o hadise yaşandı. Seninle görüşmek için çok uğraştım. Ne yazık ki muvaffak olamadım. Bütün istediğim, yanlış anlamayı ortadan kaldırmaktı. Beni, ilk gördüğüyle yatan bir kadın gibi düşünmeni istemiyordum. Ama olmadı sana bir türlü ulaşamadım. İki yıl önce Polonya ve Rusya'da güreş yaptığını duyunca oralara gitmek istedim. Ama babam müsaade etmedi. Seni İstanbul'da aramak istedim. Annemin rahatsızlığı dolayısıyla mümkün olmadı. Annem vefat etti. Bu, babamı çok etkiledi, babam yalnız kaldı, benden başka kimsesi yok, bu sebepten onu Paris'te yalnız bırakamadım. Le Journal des Sports, gazetesinin 1899 Paris Dünya Grekoromen Güreş Şampiyonası düzenlediği ve bu şampiyonada bir Türk güreşçinin mutlaka yer almasını istediğini duyunca aklıma sen geldin. Durumu babama açtım. Babam, Türkleri ve güreşi, özellikle de Türk güreşçilerini çok sever. Koca Yusuf'un güreşlerini anlata anlata bitiremez. Koca Yusuf'un vefat ettiğini öğrenince çocuk gibi ağlamıştı. Senin Paris'e getirilmen fikri, babamın da hoşuna gitti. Paris'e gelmek istemeyeceğinden korktuğum için seni, Padişahınız vasıtasıyla getirmek için plan yaptık. Babam Osmanlı Padişahı ile iyi tanışır. Bu mektubu sana Pierri ile gönderiyorum. Ne olur, Paris'e gel. Söz, seni hiç rahatsız etmeyeceğim. Uzaktan da olsa, "Aşk olsun", "Haydi kızılelmaya" naralarını duymak beni çok mutlu edecek. Hoşça kal, Seni bekleyen Benoit.. ¥ DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.