Seçmece bunlar

Mart ayında, özerk Güreş Federasyonu için seçimler yapılacak. Şu ana kadar, ağır toplardan başkanlık için adaylığını açıklayan olmadı. Kim aday, kim değil fazla da merak etmedim. Neden mi? Seçim şeklinden.... Bir yerde seçilenler varsa seçenler de vardır. Seçenler ne kadar çoksa kaliteyi tutturmak o kadar da zorlaşacak demektir. Seçebilmek için, seçilen hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Kısacası seçmek; ihtisas, ustalık, tecrübe ve sevgi işidir. Seçim yaptığın konuyu biraz değil, çok çok iyi bilecek, bu konuda tecrübeli olacak ve en önemlisi de işini sevecek. Üç-beş kuruşa değil, milyarlara satılmayacaksın. Seçilenler karpuz değil ki, "Seçmece bunlar" sesine kulak vererek, iki tık tıkla anlayalım, "Bu ham değil, olmuş, içi de geçmemiş" deyip oy verelim. Peki, seçmek bu kadar zor ise, seçen ve seçilenler hakkında yazı yazmak, ahkam kesmek çok mu kolay? O kolay, hem de çok kolay, özellikle de Türkiye şartlarında. "Al kalemi eline, yaz diline geleni" dedikleri, tam bizim için. Yaz babam yaz, nasıl olsa atış serbest. Bırakın on ikiden vurmayı hedef tahtasını dahi tutturamazsan da mesele değil, sıkma tatlı canını. Nasıl olsa hesap soran yok. Biz seçen ve seçilenler hakkında bol keseden atarken, "Ya Halil Aga, sen güreş yazarısın. Güreş Federasyonu seçimiyle ilgili bir şeyler yaz" denilince ne mi oldu? Ne olacak. Her şeyi bilir, herkesi çok yakından tanır rahatlığında klavyenin tuşlarına on parmak temasa başladık. Bakalım, birilerinin seçme hakkı, nicelerinin seçilme isteği konusunda neler yazdık: "Şeyy... Yanii... Ehemm... Güreş ata sporumuzdur. Yurtdışındaki madalyalarımız hep güreşten gelmiştir. Bunun için Güreş Federasyonu seçimleri çok önemlidir. Güreşe gönül vermiş, güreşin içinden gelenler seçilmelidir..." Nasıl beğendiniz mi? Çok mu beylik oldu yazdıklarımız. Ben de pek beğenmedim. Nasrettin Hoca merhum, "Ekmekle kar yemeyi ben keşfettim, ama işin doğrusu ben de beğenmedim" demiş. Bizimkisi de aynı hesap. Güreş Federasyonu Başkanlığı'na birileri seçilecek. Bence, kimin seçileceğinden ziyade, seçilenlerin ne için seçileceği, ne için gayret edeceği önemli. Memleketimizde, güreş sporu ne için yapılıyor? Güreş, neyi temsil ediyor, neyi anlatıyor? Güreşte başarının tek ölçüsü milletlerarası arenalarda alınan altın madalyalar mı? Son Türkiye Serbest Güreş Şampiyonası'nda, güreşçilerin birbirlerine saldırmaları neyi gösteriyor? Güreşin altın madalyalara mı yoksa, mertlik, cesaret, ustalık, adalet gibi tarihi değerlerimize endekslendiğini mi? Ne dersiniz? Geçim mi, seçim mi, yoksa tarihi değerlerimiz mi?