Şumnu'dan dahi gelmişlerdi -28-

A -
A +

Şumnu'da Bulgar kıpırdanması hissedilmiyordu, çünkü, Deliorman'daki nüfus, yüzde yüz Türklerden meydana geliyordu. Aynı zamanda Osmanlı Tuna Ordusu'nun merkezi Şumnu olduğu için Bulgarlar buralarda isyan çıkarmağa cesaret edememişlerdi. Bazen, Türk köyleri arasına sızan Bulgar çeteleri oluyorsa da, bunlar bir kaç Türke zarar verdikten hemen sonra ya Deliormanlılar tarafından yok edilmiş ya da kaçmışlardı. Yusuf ile ustası Dursun Pehlivan, kıyasıya çalışıyorlardı. Yusuf, düğünlerde güreşmek için can atıyordu, ancak ustası izin vermiyordu, hele bekle, zamansız öten orozun başını keseele, diyordu. Babası, Yusuf'tan başka hiçbir iş istemiyordu. O istese bile Karalar köylüleri, "Yahu, Yusuf'un yapcaa işleri biz yaparız, o güleş çalışsın" diyerek mani oluyorlar ve İsmail Ağa'ya yardımcı olmak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Birgün idman sonrası ustası, Yusuf'a tembihte bulundu: -Yusuf, yarın hazır ol. -Hocam, yarın neye hazır olayın? Ustası güldü: -Te be bilmece gibi kunuştum di mi? Abe güleşmek için can atmıyer miydin? Adi bakaam. Azır ol. Yarın Oluklu Küü'de düün vaa. Oraya gidiyeriz. Görcez bakaam, ne kaa pelvan olmuşsun, gençleele güleşmek ihtiyar ustanla güleşmee benziyer mi? Yusuf, ermeydanına salınacağı günü o kadar sabırsızlıkla bekliyordu ki, bu müjdeyi alınca hemen ustasının ellerine sarıldı: -Allah irazı olsun hocam. İnşallah yüzünü kara çıkarmıcam. -İnşallah evladım, inşallah. Sen yine de fazla büük konuşma. Allah büyük konuşannarı sevmez. Düğün güreşlerinin yapılacağı Oluklu Köyü, Yusuf'un köyü Karalar Köyü'ne komşu bir köydü. Oluklu köylüleri yeni yetişen pehlivanları Kel Mehmed ile övünüp duruyorlar, onun ilerde Deliorman'ın başpehlivanı olacağını söylüyorlar, Karalar köylülerine "Hani sizin Yusuf'unuz nerde, güleşmek, Bulgar eşkıyası kuvalamaa benzemez" diye sataşıp duruyorlardı. Ertesi gün, Yusuf, babası ve ustası köylüleriyle birlikte erkenden yola çıktılar. Yusuf, çok heyecanlıydı. Küçük yaşta, pırpıtla yapdığı güreşler sayılmazsa, ilk defa kispetle ciddi güreş tutacaktı, hem de hocasının, babasının ve köylülerinin bulunduğu yerde. Oluklu Köyü, civar köylerden, hatta Şumnu şehrinden gelenlerle tam bir bayram yerine dönmüştü. Oluklu köylüleri gelen misafirleri evlerine almak, yedirip içirmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Dursun Pehlivan, Yusuf'a ikazda bulundu: -Evladım. Sen hafif bi çorbadan başka bi şey yime. Güleşirken miidenin boş ulması ilazım. Ustasına "Peki hocam." diyen Yusuf, zaten heyecandan birşey yiyemiyordu. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.