Tuçalı'yı fırlattı

A -
A +

Güreşin kavgaya dönüşmesi, hakem heyetinin dikkatinden kaçmadı, cazgırı, çağırdılar, gerekli ikazı yapmasını istediler. Cazgır iki güreşçinin arasına girdi. "Böyle güreş istemeyiz, dövüş değil güreş yapınız. Yoksa hakem heyeti ikinizi de sahadan atacak" dedikten sonra, Tulçalı'ya, "Tulçalı, yumruk gibi elense atma, oyuna gir." ikazında bulundu. Ahmet'e de, "Sana da söylerim. Sen niçin bu yaşında Tulçalı'ya uyarsın. Haydi kızılelmaya diye nara atana bu yakışır mı?. Burası ermeydanı, kavga meydanı değil. Sana ustaların ermeydanının ne demek olduğunu öğretmedi mi? Bu meydanın kuralı, alperenlerden gelir. Bunu bilmez misin?" dedi. Cazgırın en ağır sözleri kendisine söylemesi Ahmet'i kızdırdı: -Te be cazgır ustam. Biz, ermeydanının ne demek, alperenlerin de kim olduğunu çok iyi biliriz. Ama Tulçalı'nın niyeti güleş değil. Ben ne yapayım? Bıraksam, elense ve tırpanlarla derimi yüzecek. Cazgırın ihtarı üzerine, pehlivanlar, boğuşur gibi güreşmekten vazgeçip oyun almağa çalıştılar. Oyun için ilk harekete geçen Kara Ahmet oldu. Çapraz topladı, Tulçalı'yı sürmeğe başladı. Tulçalı direnmek istedi, ancak başaramadı. Ahmet, dağdan boşanmış sel gibiydi. Tulçalı, yanbaş oyununu almak istedi, muvaffak olamadı, sonunda, zorlukla kendini yüzü koyun yere atmaktan başka çare bulamadı. Ahmet de bir kartal ihtişamında Tulçalı'nın üzerine çöreklenip yerde zaptetti. Hergeleci de çırağının Tulçalı'yı altına aldığını görmüş ve beğenmişti. Tulçalı alta düştüğü için sinirlendi, kalkmak için harekete geçti. Kara Ahmet ile Tulçalı mücadelesi kıyasıya oldu. Tulçalı kalkmak istedikçe, Ahmet, sağa sola yıkarak müsaade etmedi. Sonunda, Tulçalı, çabalamaktan yorulunca hareketsiz kaldı. Ahmet de, dış kazığı vurdu ve Tulçalı'yı olduğu yere mıhladı. Ahmet'in kısa kolları, kazık için idealdi. Kalın, kısa ve olağanüstü güçlü kollarıyla hasmına kazık vurdu mu, rakibi demir kazıkla yeri zaptedilmiş gibi kıpırdayamıyordu. Koca Tulçalı, iki defa, kolunu içten sokup budayarak kazıktan kurtulmak istedi, ama muvaffak olamadı. Ahmet, Tulçalı'nın paçasına uzandı ve Tulçalı'nın karşı koymasına rağmen ele geçirdi. Paça-kazık oyununu almış oldu. Hem de sökülmez şekilde. Ahmet'in paça kazık oyununu aldığını gören seyirciler heyecanlandı: -Haydi Ahmet, saydır Tulçalı'ya yıldızları. -Anlasın Tulçalı, Kara Ahmet kimmiş. -Helal olsun, gösterdin Hergeleci'nin çırağı olduğunu. -Görsün Tulçalı, lafla peynir gemisinin yürümediğini. Ahmet Tulçalı'yı bel hizasına kadar kaldırdı. Tam atacakken, Tulçalı'nın çırpınmasıyla dengesi bozuldu. Paça kazık oyununu bozmadan Tulçalıyı yere bıraktı. Nefeslendi ve tekrar beli hizasına kadar kaldırdı. Tulçalı çırpındı, ama fayda vermedi. Kara Ahmet, yarım dakika kadar dinlendi. İçinden "Ya Allah Bismillâh" dedi, "Haydi kızılelmaya" diye nara attı, paçadaki elini yukarı kaldırdı, kazıktaki elini aşağı bastırdı ve Tulçalı'yı çevirerek fırlattı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.