Laurent, normal yoldan Ahmet'e bir şey yapamayacağını anlamıştı. Yumruk atıp Ahmet'i kavgaya sürükleyemeyince, elenseleri tokat deyip hakemlere ihtar verdiremeyince başka bir yola baş vurdu. Minder kenarına yakın yerde, Ahmet'ten elense yiyince yapacağını yaptı. Bağırarak kendini ringten aşağı attı. Bütün gücüyle bağıra bağıra, hakemlere ve sonra da seyircilere Ahmet'in kendisini ringten aşağı ittiğini, bu sebepten Ahmet'in hakem kararıyla yenik sayılması gerektiğini söyledi. Seyircinin tepkisi müthiş oldu. Islık ve yuh sesleri arasında, Laurent'in üzerine bozuk paralar, hatta ayakkabılar yağmağa başladı. Kendisini ringin ortasına zor attı. Seyirci, Laurent'e en güzel cevabı vermiş, çok adil bir hakem gibi hareket etmişti. Seyircinin, bu davranışı Ahmet'i duygulandırdı. Elini göğsüne koyup eğilerek çok hoş bir selam verdi. Bu hareketi, seyirciyi hepten de coşturdu. Ortalık alkış ve Karamel seslerinden yıkıldı. Laurent, hilelerinin kendisine fayda yerine zarar verdiği görünce, mecburen güreşe girdi. Düzgün güreşmeğe başladı. Ancak, iş işten geçmişti. Kendisine güvenini ve halkın desteğini kaybetmişti. Ahmet ise coşmuştu. Haydaları ile salonu çınlatıyordu. Laurent, Ahmet'in, kollarını koltuk altından geçirip sırtında birleştirerek aldığı çaprazlarından kurtuluşu kendini ringe serilmiş halının üzerine atmakta buluyordu. Ahmet, yerde, kolunu sağ koltuk altından geçirip elini ensesine getirerek tek kle oyunu aldı, hem de kaç defa. Ancak, rakibi çok ağır olduğu için çeviremedi. Tamamen mindere hakim olmuştu. Rakibiyle istediği gibi oynuyordu. Ağır sıklet güreşçisi için inanılmaz derecede hareketliydi. Tıpkı, çayırda koşturan küheylan gibiydi. Güreş, başlayalı bir saati geçtiği halde, yeni başlamış gibi, nara üstüne nara atıyor, sağlı sollu elenselerle saldırıyor, rakibini tam manasıyla bunaltıyordu. Geçen bir saatlik süre içinde güreşin tam manasıyla hakimi olmuş bir saat sonunda, Laurent iyice yorulmuş, hücumlarına karşılık veremez hale gelmişti. Laurent'in bütün ümitleri sönmüştü. Son bir çareye başvurdu, hileye. Ahmet köprü kuramıyordu. İlk güreşinde olduğu gibi Ahmet'i, yerden belinden tutup savururak uygulanan bel süpleksi oyunu ile yenmenin yolunu aradı. Ahmet'i halının üzerine düşürmek için çabalıyordu. Ahmet, bunu fark etti. "Yiğit düştüğü yerden kalkar" diye düşündü. Ve Laurent'in hafif bir zorlamasıyla kendisini bilerek yere attı. Laurent, hiçbir şeyin farkında değildi. Büyük bir heyecanla bel süpleksi oyununu aramağa başladı. Herkes, büyük bir heyecan içindeydi. Çünkü, Laurent, bel süpleksini almıştı. Ahmet gidiyor muydu. İnanılmaz bir şey oldu. Bir anda, Laurent sırtüstü yere gitti. Ahmet de onun üzerindeydi. Laurent'i kıpırdatmadan tamam mı der gibi hakeme bakıyordu. Hakemden tamam işaretini alınca Laurent'i bıraktı, doğruldu. Hakem, Ahmet'in sağ elini kaldırarak galip geldiğini, 1899 Cihan Şampiyonu olduğunu ilan etti. Ne olmuştu da, herkesin Ahmet yeniliyor dediği anda, bir anda işler tersine dönmüş, Laurent yenilmişti hem de itiraz götürmez şekilde? > DEVAMI VAR