Yine Yusuf birinci

Türkiye'de, önceki yıl olduğu gibi 2008 yılında da erkek bebeklere en fazla verilen isim "Yusuf" olurken, kız çocuklarında ise "Zeynep" adı yine en fazla tercih edildi. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Türkiye'de geçen yıl dünyaya gelen erkek çocuklar için en çok tercih edilen isim, 2007 yılındaki gibi "Yusuf" oldu. "Yusuf" isminin ardından ailelerin en çok "Arda", "Mustafa", "Mehmet" ve "Ahmet" isimlerini çocuklarına verdikleri bildirildi. Kızlarda 2008 yılında da aileler en fazla "Zeynep" adını koydu. "Elif", "Yağmur", "İrem" ve "Merve" de "Zeynep"i takip etti. 1980-1990 yılları arasında en fazla kullanılan isimler, erkeklerde Mehmet, Mustafa, Murat, Ahmet ve Ali, kızlarda Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep olmuştu. Cumhuriyet yılları boyunca erkeklerde en fazla Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali, Hüseyin, Hasan, kadınlardaysa Fatma, Ayşe, Emine, Hatice olmuştu. İnsanlarımızı, barış içinde bir arada yaşatmanın yollarını arayanların kulakları çınlasın. İşte size, çelikten çok daha sağlam, bir arada tutan bağ; gönül bağı, Ehli Beyt sevgisi. İnsanımız, sünnisi, alevisi, Kürdü, Türkü'yle Ehli Beyt sevgisinde birleşmiştir. Cumhuriyet döneminde en fazla koyulan isimlerin ortak özelliği, hepsinin Ehli Beyt, yani Peygamber Efendimizin (Aleyhisselam) ve onun yakınlarının ismi olmasıdır. Peki, 2007 ve 2008'de ne oldu da "Yusuf" ismi en fazla koyulan isim oldu. Bu yıllarda Yusuf adında, çok meşhur bir siyasi, sporcu, şarkıcı vs. gibi medya tarafından meşhur edilen biri olmadı. Yalnızca bu fakirin "Cihanı Titreten Türk Koca Yusuf-Yalnızca Güle Yenildi" isimli romanı önce gazetemizde yayınlandı, sonra da Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından basıldı. "Yahu Halil Bey, insaf et, Yusuf isminin bu kadar konulmasında senin romanının etkisinin mi olduğunu söylüyorsun?" diyorsunuz. Ben bir şey demiyorum, yalnızca durum tespiti yapıyorum. Son iki sene de Yusuf ismi niçin bu kadar çok konuldu? Kimdir Yusuf? Meşhur iki Yusuf'umuz var. Biri, Peygamber (Aleyhisselam), yüz ve gönül güzelliğinde zamanının bir tanesi olup, kardeşleri tarafından kuyuya atılan, zindanlara düşen ve sonra da Mısır'a vezir olan. Diğeriyse, bileği bükülmez, 1890-1899 arası Avrupa ve Amerika'da önüne her çıkanı kısa sürede yenen, "Türk gibi güçlü sözünü" dünyaya ezberleten, mertlik, yiğitlik timsali bir alperen, Deliormanlı Koca Yusuf. Bugün insanımız en fazla kime kızmaktadır? Güçlüyken adil olmayan, zulmeden Avrupalı ve Amerikalılara. Peki, Koca Yusuf, kimlere meydanları dar getirdi; Avrupa ve Amerikalılara. Bana sorarsanız insanımız, Koca Yusuf'un şahsında, Batılı karşısında eğilen gönül ve yüreğinin dirilişini, onlara er meydanını dar getiriş, eski ihtişamlı günlerimize dönüş rüyasını görmektedir. Bu sebepten erkek çocuklarına, Batı karşısında tekrar üstün duruma geçme ümidiyle Yusuf ismini vermektedir. Ne dersiniz? Yusuflar bu rüyayı gerçekleştirecek, 21. yüzyılın alperenleri olacaklar mı? Sizi bilmem ama uluslararası ilişkiler uzmanı ve jeo-stratejist Dr. George Friedman, Türkiye'nin istikrarsız bir bölgede büyük bir istikrar adası ve olağanüstü büyük ticari ve askeri güç olduğunu belirterek, "Ben Türkiye'ye baktığımda büyük bir oyuncu görüyorum. Siz bu bölgeyi şekillendirebilecek ama bunu istemeyen bir güçsünüz. Ama artık bu Türkiye'nin direnebileceğinin ötesine geçmiş durumda" diyor.