Yusuf'un karşısına ertesi akşam, Bermand ve Pretro Dalmass güreş okulunun en iyi temsilsici olan formunun zirvesinde bulunan Paul Fournier'in çıkarılacağı ilan edildi. Güreş saatinden çok önce güreş salonu dolmuş, en az beşyüz kişi yer yokluğundan geri çevrilmişti. Doublier, Fournier'den çekiniyordu, Yusuf'a, "Aman Yusuf, sakın yenilme, sonra perişan olurum. Bu akşam ki rakibini de yenersen istakbal bizimdir." dedi. Yusuf, yalnızca tebessüm etti, o Fransız güreş derecesini anlamıştı, Fenolen'le güreşirken hiç zorlanmamıştı, Fenolen Fransa'nın sayılı güreşçilerinden olduğuna göre, Fransızların en zorlu güreşçisi bile onu fazla zorlayamayacak demekti, yeter ki, bilmediği, daha önce görmediği bir greko-romen güreşi oyununa düşmesindi. Onun asıl endişesi, arkadaşlarıyla birlikte Osmanlı'yı, padişahı temsil edememek, onlara laf gelmesine sebep olmaktı. Fournier, maçtan önce, Yusuf hakkında görüşünü soran gazetecilere, "Yusuf, çok kuvvetli, kendisine oyun uygulamak imkansız gibi. Süratli bir oyuna getirip kuvvetini uygulamasına meydan bırakmazsam yenerim, yoksa yenemem. Onun görülmemiş derecedeki kuvveti her saldırıyı durdurmağa, her oyunu bozmağa kafi geliyor, rakibinin gücünü tüketiyor" dedi. Güreş başlar başlamaz, saldıran, oyun alarak Yusuf'u bir an önce yenmeğe çalışan Fournier oldu. Fournier, ne yaparsa güreşin başında yapabileceğini, geçen her saniyenin aleyhinde olacağını, Yusuf'un korkunç kuvvetiyle gücünü alacağını biliyordu, bu sebepten saldırdı, akla gelmedik, Yusuf'un bilmediği greko-romen güreşinin ince oyunlarıyla yenmeğe çalıştı. Fakat, kırılması mümkün olmayan bir mukavemet gösteren Koca Yusuf'a karşı bir şey yapamadı. Yusuf, çok kuvvetli ve uzun kollarıyla bütün oyunları bozuyordu. Ona, bir oyun uygulanınca hemen kuvvet zoruyla yapılan oyunu boşa çıkarıyor ve bir daha da aynı oyuna düşmüyordu. Oyunları gayet iyi aklında tutuyordu. Yusuf, hasmına oranla uzun boylu olduğundan, güreşe heme hakim oldu. Fournier'in ilk hızı geçmiş, yorulma işaretleri görülmeğe başlamıştı. Yusuf, hücum için vaktin geldiğine kanaat getirdikten sonra, hiç beklemediği anda, elenseyi çekti. Çekmesiyle beraber de, rakibi yüzü koyun mindere düştü. Bütün, seyirciler "faul, faul" diye bağırmağa başladı. Ayağa kalkan Fournier de, hemen hakemin yanına gitti, ensesini işaret ederek, Yusuf'un boynuna yumruk attığını söyledi. Hakem, Yusuf'a bir ihtar verdi. Yusuf, kızmıştı, geçen akşam ki hakem elenselere bir şey dememişti, bu ise faul, yasak diyordu. Fournier'i çapraz aldı, kollarını onun koltuk altlarından geçirerek sürdü, minderin ortasına doğru. Tam hakemin önüne gelince, şiddetle sağa doğru yıktı ve altına aldı. Altına almasıyla birlikte de, çift kıle, yağlı güreşte kurt kapanı denen oyunu alarak, Fournier'i kıpırdayamaz hale getirdi, gücünü tükettikten sonra, yüklenerek çevirdi ve galip geldi. Güreş yalnızca on dakika sürmüştü. Hakem, kendisini elini kaldırarak galip ilan ettikte sonra, rakibini yerden kaldırdı, sırtını sıvazlayarak helalleşti. Yusuf'un ikinci galibiyetiyle çılgına dönen, köşesinde zıp zıp zıplayan Doublier, seyircilerin, sırtını sıvazlamanın ne manaya geldiğini merak ettiğini duyunca, bunun, güreş esnasında bilmeden canını yakmışsam, seni incitmişsem hakkını helal et manasına geldiğini söyledi. Bu incelik, asil hareket, Fransız seyircisinin çok hoşuna gitti, Yusuf'u bol bol alkışladılar. > Devamı var