Yusuf, beyaz gömlek giymişti -7-

A -
A +

Yusuf, hocası, babası, Tosun Bey, Kaymakam ve diğer ileri gelenler, Demir Baba'nın türbesine girdiler ve Demir Baba'nın ve vefat etmiş bütün müminlerin ruhlarına Fatiha okudular, onları vesile ederek, araya koyarak dua ettiler. Dua sonra, hocası, Yusuf'a işaret etti ve Yusuf koşarak çıktı. İsmail Hoca ve beraberindeki misafirler de, türbenin dışındaki Fındık Kırma Taşı'nın yanına gittiler. İsmail Hoca'nın yardımcısı, Demir Baba'nın kıspetini getirdi. O sırada da, Yusuf, ayaklarına kadar uzanan yaka ve yen kenarları annesi tarafından işlenmiş, kıspetini giyerken başkalarının görmesi haram olan yerlerinin gözükmesine mani olan ve aynı zamanda şehitliğe işaret eden gömleğini giymiş halde geldi. Yusuf, kefenini giymiş gibi hissetti. Zaten bu beyaz gömleği giymekle, Malazgirt Savaşı'ndan önce beyaz gömlek giyerek, bu benim kefenimdir, ölürsem beni bununla gömün diyen Alpaslan'ın ve Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan ve güreşirken ölüp şehitlik mertebesine kavuşan iki yiğidin hatırası yaşatılmağa çalışılırdı. Yusuf da beyaz gömleği giyerek, iki alpereni, Alpaslan'ı ve Demir Baba'yı hatırlamış, ve orada hazır bulunanlara hatırlatmıştı. Yusuf'un hatırladıkları yalnızca bunlar değildi. Hızır'dan cüceye, güllerden hilale, Rüstem Ağa'dan Hazım Ağa'ya, Nadya'dan Nikofski'ye acı tatlı binbir hatıra beyninde çarpışıp duruyordu. İhtilalde yaşadıklarını bir türlü unutamıyordu. Öldürülen binlerce kadın, çocuk ve Nadya, "Yusuf, Yusuf" diyerek imdat istiyorlardı. Yusuf, geceleri çığlıklarla uyanıyor, bir daha uyuyamıyor, kırlara çıkarak dolaşıyor, dolaşıyordu. -Bre Yusuf! Hele davran! Yusuf, hemen yanından gelen ses ile daldığı kendi âleminden bulunduğu zaman ve mekana döndü. Hocası İsmail Pehlivan, kıspeti uzatmış, giymesini bekliyordu. Demir Baba'nın kıspetini gören Yusuf, heyecanlandı, Hocasının kıspetle ilgili söylediklerini hatırladı. İçinden euzü besmele çekip, Rabbi yessir duasını okudu, sağ ayağını uzattı, daha sonra solu ve hocasının yardımıyla kıspeti giydi. Paçalar bağlandı. Kıspeti giydiğinde demirden daha sağlam, ipekten daha yumuşak bir giysiyi giymiş, görünmez manevi zırhlarla sarılmış olduğunu hissetti. Kıspet bedenine epey büyük gelmişti. Yusuf'u bir korku aldı. Ya kalfayla yapacağı güreş sonunda, kıspet bedenine uygun hale gelmezse ne yapardı. Hocasının yüzüne nasıl bakardı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.