Ve 12 Temmuz gecesi seyircinin güreşe ilgisi çok büyüktü. Ahmet'in salonda gözükmesiyle birlikte müthiş bir alkış tufanı koptu. Rakiplerini birbiri ardından çok kısa zamanlarda yenmesi, hile hurda bilmemesi, Avusturyalıları kendisine aşık etmişti. Avusturyalılar, ona "Müthiş Türk", "Karşı konulmaz Türk" diyorlardı. Pytlasinski ile Ahmet, minderde yerlerini aldılar. Rus güreşçi Ahmet'ten epey iriydi. Hakemin düdüğüyle güreş başladı. Ahmet, rakibine baktıkça, Plevne'de, Eski Zağra'da, Harmanlı'da katledilen, göç yolunda can veren yüzbinleri görüyordu. Elenselerle güreşi açtı, dolu oldu yağdı, şimşek olup çaktı, yıldırım olup rakibinin yüreğine korku topu gibi düştü. Pytlasinski, sağlı sollu elenselerle bunaldı. Birkaç defa kafa kol oyunu almak için hareketlendi, amma Ahmet'e yaklaşamadı. Ahmet'in gözü bir şey görmüyordu, Rus'un yüzünde öldürülen masumlardan başka. Tedbiri falan elden bırakmıştı. Ahmet'in durumunu fark eden Rus güreşçi, fırsat kollamağa başladı. Çok geçmeden de aradığı fırsat doğdu. Ahmet elense için sağ kolunu uzattığı an, sol eliyle yakaladı, arkasından da kafasını sağ koltuk altına sıkıştırdı ve minder güreşinin en yenici oyunu olan kafakolu aldı. Pytlasinski'nin neşesine diyecek yoktu, böyle bir oyundan Ahmet'in kurtulmasını imkansız görüyordu. Her şey bir anda olup bitmişti. Ahmet, durumu fark ettiği an, can havliyle davrandı, kafasını kurtarmak için. O kadar acı kuvvetle başını çekti ki, boynu kopacak zannetti. Rus güreşçi, sırtüstü götürmek için olanca gücüyle, kalçasını içeri vererek, belini bükerek, kafa ve kolu çekiyordu. İki güreşçi arasında müthiş bir mücadele yaşandı. Seyirciler, gördüklerine inanamadı. Ahmet, başını Pytlasinski'nin koltuk altından kurtardı, ama ne pahasına. Yüzü gözü kan içinde kalmış, kulağı kanamıştı. Hakem düdük çaldı, güreşi durdurdu ve doktorları çağırdı. Doktor, Ahmet'in kulağını tedavi etti ve sardı. "Bu vaziyette güreş devam edemez." raporu verdi. Ama Ahmet, dinlemedi. Güreşeceğini söyledi. Jüri heyeti, uzun tartışmalardan sonra güreşin devamına karar verdiler. Güreşin tekrar başlamasıyla Ahmet, yine sağlı sollu elenselerle fırtına gibi esiyordu. Ancak bu sefer, karşı bir oyun vermemek için dikkatliydi. Ahmet yükleniyor, Rus güreşçi geri geri kaçıyordu. Rus güreşçinin kaçak güreşmesi üzerine seyirci, ıslıkla protestoya başladı. Bu da Pytlasinski'yi kızdırdı. Kızmasıyla beraber de açık vererek güreşmeğe başladı. Güreşin 25. dakikasında Ahmet, aradığı fırsatı buldu. Seyirciye kızan rakibi, oyun almak için Ahmet'in üzerine geldi hem de beli meydanda olarak. Ahmet, fırsatı kaçırmadı. Arkadan rakibinin belinden yakaladı. Pytlasinski, kurtulmak için silkindi, Ahmet'in ellerini yakaladı. Mengene gibi kuşatan elleri çözemedi. Rus, işi kalleşliğe döktü, çırpınırken sargılı kulağına vurdu. Ahmet'in müthiş canı yandı, kulağı tekrar kanamağa başladı. Ama, Ahmet, aldırmadı. "Ya Allah, bismillah" diyerek Rus güreşçisinin ayaklarını yerden kesti, kendisini geri doğru verip, bir kavis çizecek şekilde Rus güreşçisini üzerinden aşırdı ve bel supleksiyle attı. ¥ DEVAMI VAR