ABD Noel döneminde. Yılbaşına kadar sürecek bir tatil mahmurluğunda. Türkiye ise mübarek Kurban Bayramı'nı henüz idrak etti. Ama her iki ülkedeki bu çakışan tatil durumunda da terörle mücadele aksamadan sürdü. Türkiye ve ABD, ortak düşman olarak niteledikleri PKK terörünün bitirilmesinde tam bir işbirliği halindeler. 5 Kasım'da Beyaz Saray'da Erdoğan-Bush görüşmesinde mutabık kalınan ileri adımlar, gecikilmeksizin devreye sokuldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK'ya kış operasyonu, bütün dünyada geniş yankılar uyandırdı. TSK'nın gücünü, dost ve müttefikler için stratejik değerini bir defa daha dünyaya duyurdu. Neymiş efendim, kış geliyormuş. Teröristler inlerine çekilecekmiş. Operasyon gecikmiş. Miş miş.. Muhalafet sorumluluğu olmayan duygu sömürücüleri bile, 'Türkiye'nin ordusu, hükümeti ile tek vücut halinde sabırla ince bir yolda adım adım ilerlediğini' farkedemediler. Diplomasi ve siyasi kararlılıkla Türk Ordusu'nun nasıl önünün açıldığını, teröristlere operasyonlara nasıl dış destek sağlandığını göremediler. Hani stratejik ortaklık bitmişti Aylardır, Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin bittiğini haykıranlar, bizim gibi bu ilişkilerin sağlamlığını ısrarla dile getirenlerin yazılarına dudak bükenler, şimdi kıvırtma manevraları yapıyorlar. Türkiye, stratejik ortağı ABD'den, etkili ve uygulamaya dönük tam destek aldı. Verimli bir işbirliğine girildi. Bu dayanışma, PKK ile mücadelede, Avrupa Birliği ve Rusya dahil geniş bir uluslararası destek getirdi.. Türkiye'nin terörle mücadeledeki haklılığını, uluslararası meşruiyetini bir kere daha tescil ettirdi. Hafta başında Başbakan Erdoğan'ın, Başkan Bush'u telefonla arayarak PKK'ya operasyonları değerlendirmeleri, bu etkili işbirliğinin süreceğinin açık işaretlerini verdi. ABD bu konuda sadece önemli derin istihbarat paylaşımı ile yetinmedi. Kuzey Irak'ın hava sahasını Türk uçaklarına açtı. Ayrıca bu saha üzerinde kurduğu elektronik bozma sistemini de harekat sırasında devre dışı bıraktı. Öte yandan Amerikan yönetiminin üst düzey yetkilileri, operasyonun her safhasını desteklediklerini yaptıkları açıklamalarla sürdürdüler. Amerikan medyası ilk defa Türkiye'nin bu harekatını, olumlu haber ve yorumlarla geniş biçimde duyurdular. ABD KONGRESİ bile "Türkiye'nin yanındayız" mesajları verdi. ABD yönetimi: "Türkiye'yi destekliyoruz" ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Büyükelçi James Jeffrey, Amerika'nın Sesi Televizyonu'na şöyle konuştu: "PKK Türkiye'ye de, Amerika'ya da tehdit oluşturuyor. PKK, terör örgütleri listemizde bulunuyor. PKK bölgedeki diğer ülkeleri de tehdit ediyor. Türkiye'nin kendini savunma hakkını destekliyoruz. Türkiye'ye bilgi vererek destek oluyoruz. Ancak, ne yapılacağının kararını Türkler kendi verir. Bizi sadece bilgilendiriyorlar " Öte yandan Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan Cumhuriyetçi Parti Connecticut eyaleti milletvekili Christopher Shays, "ABD'nin Türkiye destek vermek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini" söyledi. Shays şöyle konuştu: "PKK Türkiye'nin, ABD'nin ve Irak'ın düşmanıdır. Sınırın ötesinden gelen bu tehdide karşı Türkiye'ye destek vermek için elimizden gelen herşeyi yapmalıyız. Bu güçlü ittifakımızı sürdürmeliyiz. PKK hedeflerine karşı Türkiye, hava operasyonları yapıyor. Türkiye güçlü, aynı zamanda ölçülü adımlar atıyor. Kuzey Irak'ta konuşlanan PKK'ya karşı Türkiye'nin harekete geçmesi, haklı bir adımdı. Türkiye'nin böyle bir harekat yapması bekleniyordu. Türkiye, Irak hükümetinin önündeki zorlukları anlayışla karşıladı ve bu konuda sabır gösterdi. Türkiye güçlü, aynı zamanda ölçülü bir adım attı. Türk - Ameirkan ilişkilerinin daha da geliştirilmesini sağlamalıyız. Türkiye'yle güçlü dostluğumuzu takdir etmemiz ve bu ilişkiyi geliştirmek için elimizden geleni yapmamız gerekiyor." ..... Aslında Türkiye'nin PKK konusunda ABD ile işbirliği daha öncelere dayanıyor. Ancak başlangıçta kurulan mekanizma içinde yeralan Kürt gruplarının gevşek davranması, PKK'yı Türkiye'ye karşı "koz" olarak kullanma eğilimleri, hem bu mekanizmanın verimli çalışmasını engelledi. Hem de Irak Hükümeti'nin Türkiye ile etkili bir işbirliğine mani oldu. ABD'nin PKK'nın mali kaynaklarının kesilmesi ve AB içinde "terör örgütü" olarak tanımlanması çalışmalarını yetersiz kıldı. Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin daha da gelişmesini vurgulayan birçok uzman, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı ortak operasyon yapılmasının şart olduğunu ısrarla vurguluyorlardı. Sonunda ABD yönetimi, Barzani ve Talabani'nin bıktıran cambazlıklarına ve ikili oyunlarına kulak tıkadı. Hem Kürt liderlere, hem de bölgedeki PKK destekçilerine, "PKK ortak düşmanımız!" diyerek net mesaj verdi ve tavrını koydu. Böylece 5 Kasım'da Beyaz Saray'da Erdoğan-Bush görüşmesiyle başlayan PKK'nın tasfiye süreci, uyumlu ve stratejik işbirliği ile sona doğru ilerliyor. Dost düşman, Ortadoğu'da Türkiye'siz barış ve huzur olmayacağını artık daha iyi anlıyorlar. Umarız bu yalın gerçeği, Barzani ve Talabani de daha iyi anlarlar ve Türkiye'nin dostluğunun kendileri için ne kadar "hayati" olduğunu biran önce daha iyi kavrarlar.