Abdullah Gül'ün ABD ziyareti

A -
A +

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, gelecek hafta ABD'ye geliyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın davetlisi olarak Washington'a gelecek olan Gül'ün, Savunma Bakanı Rumsfeld ve Başkan Yardımcısı Cheney ile de biraraya gelmesi bekleniyor. Gül ayrıca düşünce kuruluşlarında da konuşacak. Abdullah Gül'ün ziyareti hem zamanlaması, hem de Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan kriz ve güven bunalımı dönemine rastlaması bakımından da, büyük önem taşıyor. Zaten ABD Dışişleri sözcüsü Boucher'ın da önceki günkü basın toplantısında vurguladığı gibi, "Türkiye ile ABD arasında konuşulacak her zaman çok önemli konular var. Gül'ün ziyaretinde Irak'ta yeniden istikrar sağlanması ve ülkenin yapılandırılması, Türkiye ile ABD'nin işbirliği alanları gibi konular önemli yer tutacak!" İptal edilmemesi iyi oldu Öte yandan, Süleymaniye'de Türk askerlerinin tutuklanması sonucu ortaya çıkan durum sebebiyle protesto için, Gül'ün ziyaretini iptal etmesini isteyenler de var. Ancak tam tersine, böyle durumlarda görüşme maratonu gerekli. Zira diyalog kesilmesi ve duygusal tepkilerde bulunmak, böyle zamanlarda ilişkileri daha da gerebilir. Dahası krizi derinleştirip, uzun geçmişi olan Türk-Amerikan ilişkilerine daha çok zarar verebilir. Dolayısıyla Gül'ün ziyaretinin iptal edilmemesi, doğru ve yerinde bir karardır. Zira ziyaret, bu krizin ortaya çıkardığı yaraların sarılmasında büyük katkı yapacak. Ayrıca, ilişkileri daha koordineli hale getirecek. İki müttefikin birbirlerinin kaygılarını daha iyi anlayarak "işbirliğini bundan böyle sürdürmeleri konusundan neler yapabileceklerini" de ortaya koyacak. Güven bunalımını aşmak ve ileriye bakmak Öte yandan; Türk-Amerikan ilişkilerinin, yeniden gözden geçirilmesi ve daha belirli hale getirilmesi lazım. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün de vurguladığı gibi, son kriz, "ABD ve Türkiye arasında vahim bir güven bunalımına" yolaçtı! Bu krizin sadece Türk-Amerikan ilişkilerini değil, NATO'yu da derinden etkileyen-etkileyecek sonuçları ortaya çıktı. Ayrıca ABD'nin Irak'la ilgili tek taraflı politikalarının nasıl vahim yanlışlıklara sebebiyet verdiğini gösteren çok acı ve üzücü bir tecrübe oldu. Bütün bu durumların dikkate alınarak, iki ülke askerleri arasında oluşturulan Ortak Komisyon'un değerlendirmesi çerçevesinde özellikle "Irak'ta, bundan sonra yapılacak işbirliğinin daha belirli hale getirilmesi" zarureti var. Zira ABD sadece Süleymaniye'deki çirkin davranışla değil, Iraklı Kürtlerin Kerkük bölgesine akın etmesini durdurmamak ve Türkmenleri adeta dışlayarak geçici yönetim oluşturmasıyla da Türkiye'de büyük hayal kırıklığına yolaçtı. İşte bu yanlış anlamaların, böylesine vahim hataların tekrarlanmaması için de, Gül'ün ziyareti gerekliydi. Ancak ortada gerçekten vahim bir durum var. Hem güven bunalımının hem de bu kriz durumunun aşılması son derece elzem. Bunlar yapılmadan ilişkilerin iyiye doğru gitmesi mümkün değil. Zâten; Ankara'da vedâ ziyâretlerinde bulunan Büyükelçi Pearson da bu konuya dikkat çekiyor. Pearson'ın krizi değerlendirmesi ve çözüm reçetesi şöyle: "4 Temmuz olayını aynen sizler gibi biz de hakikaten müessif bir olay olarak görüyoruz. Keşke hiç olmasaydı! Ben Türk-Amerikan ilişkilerini açık denizde seyreden gemiye benzetiyorum. Gemi ne şartlarda olursa olsun, seyrine devam etmeli. Eğer açık denizdeyseniz, zaman zaman fırtınaların olacağı bir gerçektir. Bütün mesele geminin bu fırtınayı nasıl atlatacağıdır. Her türlü fırtınaya rağmen gemi seyrine devam edecektir. Öte yandan gelecekte Irak konusunda, ABD ve Türkiye'nin aynı perspektifleri paylaştıkları boyutta, Orta ve Doğu Anadolu'da, Güneydoğu'da inanılmaz ekonomik gelişmelerin olacağı da büyük bir gerçektir." Pearson'ın bu değerlendirmesine, biz de katılıyoruz. Stratejik ortaklık zaten, örtüşen menfaatlerden oluşur. Örtüşen menfaatler, ortak politika ve perspektifleri beraberinde getirir. Abdullah Gül'ün ziyareti dileriz ilişkilerin yeni bir anlayışla daha ileriye götürülmesine vesile olur. Buna hem Türkiye'nin hem de ABD'nin olduğu kadar, barışa hasret Ortadoğu'nun da büyük ihtiyacı var!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.