AK Parti iktidarı ve ABD'nin iyimserliği

A -
A +

Abdullah Gül Hükümeti ve AK Parti iktidarı, Washington'da çok olumlu karşılandı. Başkan Bush, Gül'ü ilk tebrik edenlerin başında geliyor. Hükümetin kuruluşunun açıklanmasının ardından, Başbakan Abdullah Gül'ü telefonla arayan Başkan Bush, sadece kutlamakla kalmadı. Ayrıca Başbakan Gül'ü 2003 yılında ABD'ye de davet etti. Başkan Bush'un bu telefonu, yeni hükümet döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da geliştirileceği yönündeki "Washington'un iyimserliğini" yansıtması açısından da büyük önem taşıyor. Hızlı değişim beklentisi AK Parti'nin seçim başarısı, Washington'da hâlâ konuşuluyor. Dün, CSIS isimli düşünce kuruluşu ile Cumhuriyetçiler'e yakınlığı ile bilinen IRI-Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü'nün ortaklaşa düzenledikleri toplantıda, "Türkiye'deki son seçim sonuçları" derinlemesine tartışıldı. Seçim sonuçları ABD'de değerlendirilirken, 2 önemli sonuç üzerinde duruluyor. Bunlardan birincisi eski partilerin tasfiyesi, ikincisi ise yapısal reformların gerçekleşebileceği yeni bir değişim döneminin başlaması. Meclis'te bulunan -iktidarda ve muhalefetteki- eski partilerin tümünün baraj altında kalmasıyla Türkiye'de, "yeni bir dönemin başladığı" ortak görüşü çok yaygın. Eski partilerin tasfiyesi, "siyasi deprem" olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin bu tasfiye ile, yıllardır bir türlü gerçekleştiremediği yapısal reformlar için şimdi, büyük bir "şansın" ve "tarihi fırsatın" ortaya çıktığı vurgulanıyor. "Türk siyasi sisteminin, yapısal bir değişim sürecine girdiği" belirtiliyor. Esasında bu süreci, Rahmetli Özal 1983'te ateşlemişti. Ancak yapısal reformlar o zamandan bu yana, bir türlü gerçekleştirilemedi. Bu yüzden, çok yavaş başlayan "Batı standartlarında bir demokrasi kurulması ve Türkiye'nin dünya ligine çıkması" yönündeki çalışmalar, maalesef yetersiz kaldı. Washington'daki uzmanlar şimdi, AK Parti'nin seçim başarısı ile, bu eksik kalmış yapısal reformların hızlı bir biçimde tamamlanacağı görüşünü taşıyorlar. Açıkçası hızlı bir değişim beklentisi içindeler. Clinton gibi hazırlıklı Washington'da yapılan değerlendirmelerin bir diğeri de, "Başkan Clinton döneminde ABD'de birbiri ardınca gösterilen hızlı icraat benzerinin, AK Parti iktidarında Türkiye'de olabileceği iyimserliği". Bu iyimserliğin sebepleri ise şunlar: - AK Parti'nin çağdaş bir programı var. Acil Eylem Planı, büyük bir uzlaşmanın ve talebin ürünü. - Hızlı icraat için hazırlar ve ekip ruhu taşıyan eğitimli kadrolara sahipler. - Toplumun her kesiminin desteğini almış durumdalar. - AB hedefi, Kıbrıs'ta çözüm ve Türk-Yunan yakınlaşması konusunda hem Tayyip Erdoğan'ın attığı hızlı adımlar, hem de Gül Hükümeti'nin bu konulardaki kararlı tutumu. Bütün bunlar, ABD yönetimini ve Washington'daki uzmanları, umutlu bir iyimserliğe sokuyor. Ayrıca ABD, "Bekleyelim, görelim!" havasında değil. Atılan bu olumlu adımları kuvvetle destekliyor. Bilhassa Türk-Yunan yakınlaşması ve AB'ye üyelik konusunda, Bush yönetimi çok ciddi destekler veriyor. Daha 2 hafta önce ABD Dışişleri Bakanlığı 3 numaralı postun sahibi Marc Grossman, Atina'da idi. "BM yeni Kıbrıs planının ve Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin ne kadar önemli olduğunu" birinci ağızdan anlattı Grossman, Atina'da.. Tayyip Erdoğan'ın ilk ziyaretini Atina'ya yapmasının ve Simitis-Erdoğan görüşmesindeki olumlu gelişmelerin esas hazırlayıcısı, Grosssman denilebilir. Bu bile, ABD yönetiminin AK Parti iktidarına ne kadar "hazırlıklı" olduğunu gösteriyor. Dileriz bu umutlar gerçekleşir. ABD'deki bu iyimser hava kalıcı ve yapısal değişim süreci verimli olur! Bekleyelim görelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.