Geçtiğimiz Şubat-Ağustos döneminde Afganistan Barış Gücü ISAF komutanı olarak görev yapan Korgeneral Ethem Erdağı, ABD'de temaslarda bulunuyor. Pazartesi günü Washington Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunda konuştu Ethem Paşa... "Afganistan'daki Türk Barışgücü-Gelecek için bir model olabilir mi:" konulu konferansta, Afganistan tecrübesini, Türkiye'nin barış gücü misyonu çerçevesinde ifa ettiği başarılı çalışmaları anlattı. Toplantıya katılan kalabalık dinleyici grubu, Erdal Paşa'nın anlattıklarını ilgiyle dinlediler. Zira şu sıralar, ABD'nin Irak'taki durumu ve karşılaştığı büyük güçlükler, sert tartışmalara sebep oluyor. Başkan Clinton'dan, Bush'un partisi Cumhuriyetçi milletvekili ve senatörlere kadar geniş bir kesimde ABD'nin Irak'taki yanlışları, demokrasi ihracı, barışgücü misyonları, terörle mücadelesi ve dış politika uygulamaları konuşuluyor. Böyle bir ortamda, bir başka sancılı ülke Afganistan'daki başarılı Türk Barışgücü komutanının söyledikleri elbette önemli olacaktı. Ethem Paşa'nın ilgiyle dinlendiğinin bir başka göstergesi de, doyurucu konuşmasının ardından Irak'la ve NATO'nun misyonu ile alakalı sorulan sorulardı. Afganistan'dan alınacak dersler Ethem Paşa, Afganistan'daki durumu, yapılması gerekenleri, yanlışları ve bundan sonra izlenmesi gereken stratejiyi geniş bir slayt gösterisi ile çok iyi özetledi. Afganistan'da 'istikrar sağlamak ve güvenlik görevi yapmak' gibi 2 büyük farklı misyonun bulunduğuna dikkati çeken Paşa'nın, destek olan ülkelerin maddi katkılarının yetersizliğini vurgulaması çok gerçekçiydi. Ayrıca, halkın gönlünü ve desteğini kazanmadan Afganistan'da ne yapılırsa yapılsın "başarılı" olunamayacağının altını çizen Etem Paşa, Türkiye'nin başarısının sebeplerini ise şöyle özetledi: "Afganistan'la ortak değerlerimizin ve tarihi bağlarımızın ötesinde, Türk askerinin terörle mücadelede büyük bir birikimi ve tecrübesi var. Bosna'da, Kosova'da başarılı barışgücü hizmetlerimizin benzerini Afganistan'da uyguladık. Mehmetçik yöre halkının kültürüne ve değerlerine büyük saygı göstererek görev yaptı. Bu durum Afgan halkının gönlünün ve desteğinin kazanılmasını sağladı. Başarının temelinde bu vardır." Afganistan'ın öncelikleri Ethem Paşa'nın dikkati çektiği bir başka husus da, Afganistan'da öncelikler konusunda yapılan büyük hataydı. "Önceliğin Afgan Ordusu kurulmasına verilmesi yanlıştı!" diyen Paşa şu değerlendirmeyi yaptı: "Afgan Ordusu kurma yerine polis ve mahalli güvenlik güçlerinin organizasyonuna-eğitimine öncelik verilmeliydi. Zira bugün bu konuda büyük bir boşluk var. Zabıta ve adli sistemin oluşturulamaması, etkili biçimde devreye sokulamaması hem istikrar için tehlike oluşturuyor. Hem de halkın desteğinin kazanılmasını önlüyor. Afgan Ordusu'nun misyonunu geçici bir süre NATO ve ISAF Barış gücü üstlenir, öncelik polis ve mahalli güvenlik güçlerinin kurulmasına-eğitimine verilebilirdi. Ayrıca buna paralel olarak adli ve hukuk sisteminin de kurulması gerekirdi. Halbuki bu konuda atılan adımlar ve çalışmalar maalesef istenilen düzeyde değil!" Ethem Paşa, istikrar ve güvenlik görevlerine katılan uluslararası mekanizmalar arasındaki yetersiz koordinasyonun da olumsuz etkisini vurguladı. 'Afganistan'da "çokbaşlılık" yerine, "koordineli işbirliğini ve halkın destek ve güveninin kazanılmasını" hedefleyen, öncelik sıralaması doğru yapılmış stratejilere' ihtiyaç duyulduğunun da altını çizdi. Paşa'ya, "yakın bir gelecekte NATO'nun ve Türkiye'nin Afganistan'daki durumun benzeri bir misyonla Irak'a daha fazla müdahil olup-olmayacağını" sordum. Ethem Paşa bu sorumu cevaplarken şöyle konuştu: "NATO'nun gelecekteki Irak misyonu konusunda konuşacak pozisyonda değilim. NATO'nun halihazırda Irak'ta eğitim amaçlı sınırlı bir misyonu ve müdahil olduğu durumlar var. Ayrıca Afganistan, Irak, Bosna ve Kosova çok farklı. Ama Afganistan'da da, Bosna'da da, Kosova'da da yaptığımız görev aynı. Dolayısı ile Irak'ta da benzer görev olabilir." ABD'nin şu sıralar çok sancılı başkenti Washington'da, bir Türk komutanın Türkiye'nin Afganistan'daki başarılı barışgücün misyonunu ve tecrübelerini anlatması, muhataplarının da kendisini büyük bir ilgiyle dinlemeleri, son derece keyif vericiydi. ABD'nin Türkiye'ye ve Türkiye ile "daha sıkı istişareye" her zamankinden fazla ihtiyacı var. Türk-Amerikan stratejik iş birliğini daha verimli kılmanın en etkili yolu bu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün ve diğer yetkililerin ABD'ye geçmişteki ziyaretlerinde Irak ve terörle mücadele konularında yaptıkları değerlendirmeler, ifade ettikleri endişeler, bugün acı bir gerçek olarak ABD'nin karşısına çıkıyor. Geçmişte Türkiye'ye daha iyi kulak verilmiş olsaydı bugün Irak'ta da, Ortadoğu'da'da çok farklı bir durum ortaya çıkabilirdi. Barış ve huzura hasret bölgenin geleceği için daha iyimser olunabilirdi. Ethem Paşa'nın değerlendirmeleri bu açıdan da önemli. İlgiyle not edilen Türkiye'nin başarılı Afganistan misyonu tecrübeleri ve değerlendirmeleri, dileriz ABD'nin bundan sonraki politikalarına daha çok yansır.. Zira bugün, uluslararası başarılar için tek başına hareket yerine, geniş bir işbirliğine her zamandan daha çok ihtiyaç var!