Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD ziyareti bugün sona eriyor. Washington temaslarını Çarşamba günü tamamlayıp aynı gün New York'a geçen Cumhurbaşkanı, bugün yapacağı basın toplantısının akabinde Türkiye'ye hareket edecek. "Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretinin son derece iyi geçtiğini, stratejik Türk-Amerikan ilişkilerini çok daha ileriye götürecek bir dizi görüşmelere vesile olduğunu" hem Amerikalı, hem de Türk yetkililer açıkladılar. Öte yandan bu ziyaret Türkiye'nin, küresel ve bölgesel gelişmelerde, aktif ve etkili rol oynayan stratejik bir ülke konumunu bir kere daha üst seviyede "tescil" etti. Türkiye'nin dünya barışı için vazgeçilmez konumunu ve önemini perçinledi. ABD'nin eski Ankara büyükelçileri Grossman ve Parris, "ziyaretin Türk-Amerikan ilişkilerini daha da geliştirdiğini ve mükemmel bir seviyeye çıkardığını" söylediler. Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım'da Başkan Bush ile görüşmesi sonrasında PKK ile etkili ortak bir mücadelenin başlaması sonrasında, "ilişkilerin mükemmel bir ivme kazandığına" dikkat çeken büyükelçiler, "stratejik ortaklığın gerçek anlamda işlediğini" de vurguladılar. Öte yandan ABD'nin Cumhurbaşkanı Gül'e yaptığı karşılama ve ağırlama, en üst düzeydeydi. Rahmetli Özal'dan sonra ilk defa Türkiye, -cumhurbaşkanlığı seviyesinde- "daha itibarlı ve daha dikkatle dinlenen" bir konuma "tekrar" yükseldi. Türkiye muhteşem bir örnek Başkan Bush, Gül ile birlikte yaptıkları basın toplantısında, Türkiye'ye övgüler yağdırdı. Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesini, "Çok yapıcı bir görüşme oldu. Zaten iki arkadaş ancak böyle konuşurlar." şeklinde değerlendiren Bush şöyle konuştu: "Şuna kuvvetle inanıyorum ki, Avrupa Birliği Türkiye'nin üyeliğinden fayda görecektir. Türkiye, dünya üzerindeki milletler için muhteşem bir örnek oluşturuyor. Türkiye demokrasi ve İslamiyet'in birarada olabileceğini gösteriyor. Türkiye, Avrupa ve İslam Dünyası arasında bir köprüdür!" Bir Beyaz Saray yetkilisi, iki liderin buluşmasının hemen ardından, görüşme ile ilgili bilgiler verdi. Telekonferans yoluyla gazetecilerin sorularını da cevapladı. Yetkiliye, "iki lider, Türk Amerikan stratejik ortaklığına vurgu yaptılar. Bunu daha ileriye götürecek, özellikle enerji alanındaki işbirliğini yansıtan projeler var mı?" sorusunu yönelttim. Beyaz Saray yetkilisi bu soruyu şöyle cevapladı: "İlişkilerimizi stratejik ortaklık olarak nitelememizin sebepleri var. Türkiye ile birlikte çok geniş bir aralıkta, çok fazla konuda işbirliği yapıyoruz. Sadece ikili ilişkilerde değil, dünyanın her tarafında güvenlik konuları dahil ABD ve Türkiye, çok değişik konularda stratejik ortak olarak işbirliği içindeler. Enerji konusunda da Türkiye ile geçmişte ortak çalıştık ve bu iş birliğimiz şimdi de sürecek. Bu hem bizim, hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin ortak menfaatidir." Aynı yetkili PKK ile ortak mücadele konusunda gazetecilerin sorularını da cevapladı. Beyaz Saray yetkilisi bu konuda şöyle konuştu: "Bush ve Gül, PKK konusunu çok geniş müzakere ettiler. Problemin değişik çözüm yolları üzerinde durdular. Konuşmalar, PKK problemine kapsamlı bir çözüm bulunması üzerineydi. Sadece askeri adımlar değil; ekonomik, politik ve sosyal gelişmeler de dahil... Zaten Erdoğan hükümeti geçmişte bu yönde Güneydoğu Anadolu'da bilindiği gibi birçok adımlar attı ve bu kalkınma adımlarını da sürdürüyor." Gazetecilerin, "kapsamlı çözüm" ifadesinin ne anlama geldiği, görüşmede PKK'ya af konusunun ele alınıp alınmadığı soruları üzerine Beyaz Saray yetkilisi şöyle konuştu: "Başkan Bush ve Cumhurbaşkanı Gül kapsamlı çözümü konuşurken af gibi spesifik bir ayrıntıya girmediler. Görüşme tamamen genel anlamda ve terörle mücadelenin boyutları konusundaydı. Konuya geniş çerçeveden yaklaşıldı." Stratejik ortaklığın yakın dönem öncelikleri Maalesef bazı çevreler, Beyaz Saray yetkilisinin "kapsamlı çözüm" tanımlamasına başka anlamlar da yüklemeye çalıştılar. PKK'ya af, siyasi çözüm vb telkinlerinin olduğu yakıştırmaları yaptılar. Halbuki Beyaz Saray yetkilisinin bilgilendirmelerinin metni de açıklandı. Ayrıca bu telekonferans bilgilendirmesini başından sonuna canlı takip eden bir gazeteci olarak bu iddia ve isnadların, çok yakışıksız olduğunu belirtmeliyiz. Sözleri öyle eğip bükmeye gerek yok. İfadeler net ve açık! Zaten Cumhurbaşkanı Gül de, görüşmede siyasi çözüm ve af gibi konuların hiçbir şekilde gündeme gelmediğini kesin bir dille söyledi. Cumhurbaşkanı Gül'e basın toplantısı sırasında, "Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin kapsam ve konu başlıklarının belirli hale getirildiği Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi'ndeki konuların yakın dönemde en öncelikli olanlarını" sordum. Cumhurbaşkanı sıralamayı "PKK ve terörle mücadele, Irak ve Afganistan'da işbirliği, Enerji ve Ortadoğu konularında ortak çalışma" şeklinde yaptı. Önümüzdeki dönemde PKK terörünün nihayete erdirilmesi yönünde çok daha etkili adımların atılacağını söylemeliyiz. PKK artık ne Türkiye'ye daha fazla zarar verecek; ne de Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyecek. Ne de, Türkiye'nin Irak'a çok daha fazla katkıda bulunmasına ve yakınlaşmasına bir engel teşkil edecek. Eli kanlı terör örgütünün bitirilmesi konusundaki ortak kararlılık çok şey ifade ediyor.. Öte yandan, Türkiye ve ABD'nin önümüzdeki dönemde enerji konusunda çok daha kapsamlı ve yakın bir iş birliğine girdiklerini göreceğiz. Türkiye'yi sadece bir geçiş değil aynı zamanda bir enerji havzası haline de dönüştürecek bu stratejik iş birliğinin, bilhassa Irak'ta da genişleyerek süreceğinin sinyallerini verdi, bu ziyaret... Zaten Cumhurbaşkanı Gül ziyaretini değerlendirirken, iki ülke ilişkilerinin önümüzdeki dönem içinde daha da gelişmesine önem verdiklerini özellikle vurguladı. Gül şöyle konuştu: "Bizim ilişkilerimiz, iki ülke ilişkilerinin çok ötesinde ilişkilerdir ve bu ilişkilerimiz, bölgesel ve küresel barışa çok katkı yapmaktadır. Afganistan'dan Orta Asya'ya, Kafkaslar'dan Ortadoğu'ya, Irak'tan Balkanlar'a, terörle mücadeleden enerjinin güvenlikli taşınmasına vb alanlara baktığımızda her iki ülke beraber çalışmaktadır. Ortak amaç vardır, ortak vizyon vardır!" ... Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım ziyareti ile bambaşka bir ivme kazanan stratejik Türk-Amerikan ilişkileri, Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyareti ile daha hızlı olumlu sonuçların görüleceği yeni bir dönemin de işaretlerini vermiştir. Bundan sadece iki ülke ve Irak değil, dünyada barış ve istikrar isteyen her ülke kazançlı çıkacaktır.