Parti kapatma tartışmaları ABD'de de gündemde. Washington'ı ziyaret eden İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband önceki gün CSIS isimli düşünce kuruluşunda konuştu. Demokrasinin, kalkınmadan terörle mücadeleye kadar her konuda ve uluslararası ilişkilerde gerçek güç olduğunu vurgulayan İngiliz Bakan, Türkiye'deki gelişmeleri de değerlendirdi. CSIS isimli düşünce kuruluşunun uluslararası ilişkiler, diplomasi ve güç kullanımı konulu konferans serisinin bu defaki konuşmacısı David Miliband idi. Konuşmasında "Türkiye'yi, İslamiyet ile demokrasiyi birlikte yürüten bir ülke" olarak gösteren Miliband'a, "Türkiye'nin bölgede ve Transatlantik ilişkilerde oynayacağı model rol hakkında ve parti kapatma davası ile ilgili" görüşlerini sordum. Gelişmiş demokrasilerde parti kapatma davalarının olmayacağını vurgulayan İngiliz Bakan, "Parti kapatmaya hakimler değil, seçmen karar vermeli!" dedi. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediklerini kaydeden Miliband, "Türk demokrasisinin gelişmesi ve duyulan kaygıların giderilmesi için Avrupa Birliği müzakere süreci ve AB standartları en iyi denge unsurudur." şeklinde konuştu. HALKIN İRADESİNE SAYGI GÖSTERİLMELİ Öte yandan parti kapatma davası ile ilgili ABD basınında da çeşitli yorum ve değerlendirmeler yapılıyor. ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Mark Parris, Wall Street Journal gazetesindeki makalesinde uyarılarda bulundu. Parris'in, Bush yönetimini de parti kapatmaya karşı yeterince tepki koymamakla eleştirdiği makalesi, "Türkiye'nin mahkemeleri halkın iradesine saygı göstermeli!" başlığını taşıyordu. AK Parti'yi, seçimlerden sonra anayasa reformu da dahil ekonomik ve siyasi reform sürecini yavaşlattığı için eleştiren Parris, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aday olduğunu, İslam dünyası için tek inandırıcı demokrasi olarak görüldüğünü, AK Parti'nin kapatılmasının Türkiye için çok olumsuz etkilerinin ortaya çıkacağını, yabancı yatırımcının güvenini sarsacağını, ekonomik gelişmeyi yavaşlatacağını, AB adaylığını baltalayacağını, Türkiye'nin dış imajını ve etkinliğini azaltacağını" belirtiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı eski bakan yardımcılarından Nicholas Burns ise, 4. Sakıp Sabancı Konferansı vesilesiyle Brookings Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada, "Amerika'nın, modern, laik ve sivil bir hükümet tarafından yönetilen bir Türkiye görmek istediğini" vurgulamıştı. Ayrıca geçen hafta Washington'da çeşitli temaslarda bulunan TÜSİAD heyetine Amerikalı yetkililer, "Türk seçmeninin iradesine saygı duyulması gerektiğini, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'ın ABD'de, büyük itibar ve saygı gören dost devlet adamları olduğunu" ifade etmişlerdi. ABD ve İngiltere gibi 2 müttefik ülkeden üst düzey yetkililerinin bu dost uyarılarının, Türk demokrasisinin bu badireden daha güçlenerek çıkmasına katkılar yapacağına inanıyoruz.