İlişkileri germenin faydası yok

A -
A +

Türkiye ile ABD, derin stratejik ilişkileri olan iki ülke. Türkiye'nin NATO'ya girmesi ile daha bir anlam kazanan ilişkiler, yarım asrı aşkın bir zamandır daha genişleyerek sürüyor. Türkiye ile ABD'nin stratejik müttefikliği ve Orta Doğu'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Avrasya'ya yayılan geniş bir coğrafyadaki ortak menfaatleri, bu ilişkinin kapsam ve gelişmesini belirleyen unsurlar. Ancak son zamanlarda, duygulardan arındırılmış ve gerçekler üzerine oturtulmuş bu sağduyulu ilişkiyi, yaralamaya yönelik gayret ve kışkırtmaların arttığı bir dönemden geçiyoruz. Türkiye ile ABD'nin ortak hareket etmesini ve sıkı işbirliğine girmesini istemeyen dış odaklar olabilir. Ayrıca Türkiye, sadece komşularıyla rahatsız edilen bir ülke de değil. Türkiye'nin daha da güçlenmesini ve dünya politikalarında etkili rol oynamasını istemeyen Avrupalı müttefikler(!) bile var. Bunlar, Türkiye'nin AB'ye üyelik uzun sürecini, her fırsatı kullanarak engellemeye çalışıyorlar. Kıbrıs Rum kesimi gibi maşaları kullanan bu müttefikler grubunun kıskançlığı ve Türkiye'yi frenleme gayretleri çok acı. Ama bir gerçek! Bu dış etkiler, bir bakıma normal kabul edilebilir. Zira Türkiye, parlayan bir yıldız! AB ile müzakere süreci aksamadan sürerse, Türkiye seneler sonra tam üye yapılmasa bile, muazzam güçlü bir ülke olabilecek! AB'ye katılırsa da, giderek dünya politiklarında belirleyici olmaktan uzaklaşan Avrupa Birliği'nin, tekrar küresel bir güç haline gelmesine büyük katkı yapacak!. Bütün bunlar, AB'deki yönlendiricilik vasfını kaybedecek Fransa ve Almanya gibi bazı ülkeleri elbette kıskançlık krizlerine sokabilir. İç siyasi çekişmeler ve duygu istismarı Bazı dış odakların, Türkiye'nin güçlenmesine karşı çıkmaları ve ABD'nin yanında sözü geçen bir müttefik konumuna yükselmesini önlemeye çalışmaları, normal sayılabilir. Ama bugünün Türkiye'sinde maalesef, Türk-Amerikan ilişkilerini germek için içeriden büyük çaba gösterenler de var. Önce Türkiye demesi gereken insanların, Türkiye'nin kısa ve uzun vadeli menfaatlerine, bilerek ya da farkında olmadan zarar vermelerinin, basiretsiz davranışlar sergilemelerinin bir mantığı olabilir mi? Müttefiklik ilişkileri ve dış politika öncelikleri, iç siyasi çekişme malzemesi yapılabilir mi? Duygu istismarından medet ummak, ideali ve vizyonu olması gerekenlere hiç yakışır mı? Öte yandan Türkiye ve ABD'nin stratejik ortak olmaları, işbirliği yapmaları, her konuda fikir birliği içinde bulunmayı gerektirmez. Elbette farklılıklar olacak. Ayrıca ABD'nin dış politikalarındaki adaletsizlik ve çifte standartlara elbette karşı çıkılacak. Hatalarının, ilişkilerin gelişmesine verdiği zarar, bıkmadan usanmadan anlatılacak! Ama müttefiklik ilişkilerinin, örtüşen menfaatler doğrultusunda gelişeceği de unutulmamalı! Bugün ABD ile Türkiye'nin pekçok ortak hedef ve menfaatleri var. Dolayısı ile sadece ayrılıklar ve farklıklar üzerine odaklanmanın, iç siyasi amaçlı maksadı aşan duygusal tepkilerde bulunmanın, ilişkileri böylesine duygusal bir gerginlik zeminine çekmenin, Türkiye'ye hiç faydası olur mu? Önce Türkiye diyebilmek Geçenlerde Türkiye'ye ziyarete gitmiş, yurtdışında yaşayan bir arkadaşım aradı. Vaktiyle Türkiye'de kritik görevlerde bulunmuş bu arkadaşım, ziyareti sırasında eski mesai arkadaşları arasında yayılmış bu duygusal gerginliği üzülerek gözlemlemiş. Bize bu duygularını anlatırken şu ifadeleri kullandı: -Beni en fazla şoke eden de, aklı başında sayılan ve önemli görevlerde bulunan bu insanlar tarafında öyle bir ortam gelişmiş ki, inanılmaz ve çok tedirgin edici. Müttefik Türkiye'yi bu hale getirenler, eğer iyi niyetli iseler bile, çok büyük bir vebal içindeler! PKK konusunu Türk-Amerikan ilişkilerini yaralamak için, adeta planlı kaşıyorlar! Bu değerli uzman arkadaşın değerlendirmeleri ve gözlemleri, çok kaygı verici. İlişkileri germek isteyenlerin ve duygu istismarından medet umanların, en kısa sürede yeniden basirete kavuşmalarını diliyoruz. Sağduyulu olmak için, "önce Türkiye" demek gerekiyor. Böyle yapılırsa, mesele kalmayacak. Ülkemizin yüksek menfaatleri daha iyi korunacak ve dış dünyada oynayacağı rol, sağduyu temelinde şekillenerek daha da güçlenerek büyüyecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.