Taşlar yerine oturacak

A -
A +

Bu yaz hem sıcak hem de çok hareketli. ABD'de kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimi kıran kırana bir mücadeleye sahne oluyor. Türkiye'de ise tam demokrasiye geçiş öncesinin "travmaları" yaşanıyor. Ama bu dönem sancılı da olsa, sonunda taşlar yerine oturacak. Türkiye, demokratikleşme ve küreselleşme istikametinde, hak ettiği yeri alacak. Değişim kolay değil. Bedeli var. İngilizce'de "no pain no gain" diye bir ifade bulunuyor. Bizdeki "zahmetsiz rahmet olmaz" ya da "nimet, külfet karşılığıdır" özdeyişlerini hatırlatan bir deyim. "Acısız kazanç olmaz" anlamına geliyor. Bu sebeple ülkemizde olanları hiç umutsuzluğa kapılmadan "hayırlara vesile olacak gelişmeler" kabul etmek lazım. Elbette sıkıcı iç gündeme bu kadar yoğunlaşmak iç karartıcı. Ancak yerinden oynayan taşların yerli yerine oturmasının ve normalleşme sürecinin zaman alacağı da tabii bir gerçek. Unutmayalım: Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde ülkemizin değiştirmesi veya reforme etmesi gereken 4 bine yakın kanun ve yönetmelik bulunuyor. Demokratikleşme ve reform sürecinin, sadece bu gerekli değişikliklerle de tamamlanmayacağı biliniyor. Bu değişikliklerin "uygulamaya" ve "zihniyete" de yansıması gerekiyor. Yani neresinden bakılırsa bakılsın, zorlu ve zaman alıcı bir dönemden geçiyoruz. HIRVATİSTAN ÖRNEĞİ Bu arada Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordon Jandrokovic Washington'daydı. Geçtiğimiz salı günü German Marshall Fund GMF isimli düşünce kuruluşunda konuştu. Hırvatistan'ın "Avrupa Birliği ile müzakere sürecini ve Transatlantik ilişkilerini" anlattı. Avrupa Birliği ile müzakerelere Hırvatistan ile aynı zamanda başladık. Hırvatlar hızla ilerliyor. Fransa'nın dönem başkanlığında geride kalan bütün fasılları da açmayı ve gelecek yıl sonunda müzakereleri tamamlamayı ve AB'ye katılımı umuyorlar. Hırvatistan'ı, Türkiye ile mukayese etmek tam doğru değil. Hem nüfus hem de konum ve başka faktörler sebebiyle büyük farklılıklar var. Daha NATO'ya da yeni üye olacaklar. Ancak Hırvat Bakan, kendi ülkesindeki demokratikleşme ve reform sürecinin büyük zorluklarla gerçekleştirildiğinin altını çizdi. Eski Yugoslavya sisteminin artıklarının, savaştan ve ulusalcılıktan kaynaklanan kaygıların giderilmesinin kolay olmadığını ve zaman aldığını söyledi. Sık sık vurguladığı bir başka husus ise, "Hırvatistan'ın barış, güvenlik, istikrar ve gelişmeye kavuşmasının en hızlı yolunun, Avrupa Birliği'ne ve NATO'ya tam üye olmasından geçtiğini" belirtmesi oldu. Hırvat halkının bu süreci benimsemesinin kolay olmadığını ve hâlâ ülkede bu sürece direnen geniş kitlelerin olduğunu vurgulayan Bakan, "Ama hem müzakereleri hem de halkımızı ikna etmeyi büyük bir azimle sürdürüyoruz!" şeklinde konuştu. İşin özeti, değişim ve entegrasyon kolay olmuyor. Bu sebeple bugün ülkemizde olanları sabırla ve sağduyu ile karşılamak lazım. İnşallah taşlar yerine oturacak. Batı standartlarında tam demokratik bir ülke olmaya az kaldı. Bütün can sıkıcı zorluklarına rağmen Türk halkının büyük bir çoğunlukla bu değişimi ve reform sürecini benimsemiş olması, en büyük güvencedir. Değişime bir avuç seçkin bürokratın direnmesinin etkileri de, Türk halkının bu büyük değişim arzusu ve iradesiyle aşılacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.