Yalan rüzgârı-çarpıtma ve kışkırtmalar

A -
A +

Seçim atmosferi, iç ve dış olayların istismarını hızlandırdı. Ne Türk-Amerikan ilişkileri, ne komşularla münasebetler, ne ülkenin parlak geleceği, ne terörle mücadele, ne reel politık hususlar ve gerçekler bu atmosferde bazı siyasileri hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Mevcut hükümeti karalamak, AK Parti'yi yıpratmak için maksadı aşan yorum ve çarpıtmalarla ortalık toz dumana çevriliyor. Her tarafta bir başka yalan rüzgarı.. Eğer iktidar olurlarsa ülke için ne yapacaklarını anlatmaktan aciz olanlar, Türkiye'nin iç ve dış politikaları konusunda dağarcıklarında fazla malzemesi bulunmayanlar, çarpıtmalara, şehid edebiyatlarına, terör istismarına, soyut kavramlara, uluslaraarası politikalarda uçuk ve hayali kışkırtmlara bel bağlıyorlar. 1 milyar dolarlık yalan Türk-Amerikan ilişkileri kritik bir dönemden geçiyor. Kuzey Irak'taki PKK yapılanması konusunda ve terörle mücadelede ABD'nin yeterli adımları bir türlü atmaması, Türk kamuoyunda büyük tepkilere sebep oluyor. Türkiye'de sabırlar taşmış vaziyette. Getireceği büyük risklere rağmen tek taraflı sınırötesi harekat an meselesi. Böyle bir ortamda sağduyu gerekirken, geçmişi karıştırmak, yürürlüğe girmemiş anlaşma metinlerini gündeme taşıyıp Türk-Amerikan ilişkilerini "düşmanlık" temeline oturtma ve kışkırtma gayretleri son derece düşündürücü.. Bundan 4 yıl once 2003'te ABD, Irak'ta kendisiyle beraber hareket eden koalisyon ülkeleri ve Irak için 79 milyar dolarlık bir ek bütçe oluşturuyor. 1 Mart'ta tezkerenin kabul edilmemesine rağmen bu bütçeden Türkiye'ye de 1 milyar dolarlık hibe ya da uygun şarlarda 8.5 milyar dolar olarak kullanılabilecek bir kredi ayırıyor. Ancak bu yardım paketi, ABD KONGRESİ'nde onaylanırken, Türkiye için ek şartlar getiriliyor. Kredinin kullanımı, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta tek başına ve ABD'siz bir askeri harekat yapmaması şartına bağlanıyor. ABD Kongresi'nin getirdiği bu şart yüzünden, Türkiye paraf edilmiş anlaşmayı onaylanmak için TBMM'ye getirmediği gibi, ABD hükümetine bu hibeyi ve krediyi kullanmayacağını da resmen bilidiryor. Nitekim 30 Eylül 2005 yılına kadar kullanılması gereken bu kredi ve hibeyi almadığımız için de sözkonusu 1 milyar dolar kadük oluyor. ABD bu meblağı Afganistan için kullanılacak ek bütçeye kaydırıyor. Durum böyle olduğu ve üstelik bütün bu ön anlaşma metinleri ve safahatı Hazine Müsteşarlığı'nın web sayfasında Türkçe ve İngilizce olarak 2003 yılından beri bulunduğu halde, olayın çarpıtılması anlaşılır gibi değil.. Gizli anlaşma diye takdim edilmesi, Türkiye, Kuzey Irak'a bundan dolayı giremiyor denilmesi büyük insafsızlık.. Sorumluluk duygusu taşıyanların yapmaması gereken bir davranış.. Ama burası Türkiye.. Bazılarına adete her yol mübah! Bunlar yetmezmiş gibi, son zamanlarda bir başka tehlikeli kışkırtma da şu: İstiklal Savaşı'na kadar her cephede omuz omuza çarpıştığımız Kürt asıllı kardeşlerimizle aramızın açılması için inanılmaz gayret gösterenler var. Bunlar ve her Kürdü terörist gösteren, Kuzey Iraklı Kürt liderlerle diyalog yollarını kapatan bu saldırgan zihniyet niye, Türkiye'nin yüksek menfaatlerine ve terörle mücadelesine büyük darbe vurduğunun farkında değil? Heyecanla, duygularla, dış politika yürürtülür mü? Diyalog yollarını kapatmanın ne faydası var? Kuzey Iraklı Kürt liderlerle üçüncü ülkeler aracılığı ile görüşme, Türkiye'nin menfaatleri için uygun mu? Yalan rüzgarı ve çarpıtmalar, müttefiklerle ilişkileri yıpratma gayretleri, istismar ve kışkırtmalar, Türkiye'ye zarar vermekle eşanlamlıdır. Bu gerçeği göremeyenler, kendilerine de, ülkemiz geleceğine de büyük darbe vuruyorlar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.