Diyalogçuların derdi ne?

A -
A +

Son on senedir Türkiye'de, dinler arası diyalog adıyla çeşitli seviyede dini toplantı ve etkinlikler düzenlenmektedir. Başka bir ülkede düzenlendiğini de görmedik, duymadık. Türkiye'deki toplantılar, kâh bir İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda ve o fakültenin öğrencilerine yönelik, kâh Ş. Urfa Harran ovasında bir Yörük kıl çadırında, birçok milletvekili ve üst seviyedeki Türk bürokratın katılımıyla, bazen de, Almanya'da Türk işçilerinin yoğun olduğu şehirlerde, Ankara'dan yapılan görevlendirmelerle Türkler arasında yapılagelmektedir. 13 mayıs 2004'te yapılan son toplantı ise Mardin'de ve bir ses sanatçısının okuduğu; diyalog şarkı nağmeleri arasında yapıldı. Ezan sesi ile çan sesini aynı anda dinlemeyi kurtuluş reçetesi saydılar! Bunların hepsine de Fener Rum Patriği Bartholomeos, ilerlemiş yaşına rağmen eksiksiz katılmaktadır. Zaman zaman sevinç gözyaşlarını da cömertçe akıtmaktadır! Musevi cemaati lideri de gelmeyi aksatmıyor. Sağdan say iki, soldan say yine öyle. Fener Rum Patriği Ortodoks'tur. Katolik din adamları neden katılmazlar. Protestanlar neden boy göstermezler? Çünkü Katolikler, Ortodoksları ve Protestanları, Hıristiyan saymamaktalar. Noelleri bile on üç gün farklıdır. Yani Hırıstiyanlığın çeşitli kolları arasında bile bir diyalog yoktur. Üstüne üstlük, aşırı bir düşmanlık mevcuttur. İşte Kuzey İrlanda-İngiliz harpleri. İRA eylemleri. Protestan İngilizler 1840-1845 senelerinde 1.700.000 Katolik İrlandalı fakiri açlıktan öldürdüler. Alın size canlı bir soy kırımı. Ya Ortodokslar arasındaki amansız kavgaya ne demeli? Daha dün Atina Başpiskoposu, Fener Rum Patriğini reddetti. O da onu Aforozladı. Birbirlerine selam vermiyorlar. Diyalog ayrı şeyleri söyleyen kişilerin, bir ortak yerde buluşabilme görüşmelerine deniyor. Türk tarihine bakarsanız, hiçbir zaman Hilal veya Cihat çağrısı göremezsiniz. İttihat ve terakkiciler beceriksizliklerinden, devleti gereksiz yere Birinci Dünya Harbine sokunca, topraklarına saldıran; Avrupa'nın tek dişi kalmış canavar devletlerine karşı koyabilmek için, şaşkınca Cihad ilan ettiler. Ama dinleyen olmadı. Zira millet böyle bir çağrıya alışkın değildi. Diyalogçular bizim yakamızı bıraksınlar. Türkiye Cumhuriyeti Laik bir devlettir. Onun topraklarında, dini papaz kılıklarınızla halka açık toplantılarda arz-ı endam etmeniz suçtur. Cumhuriyetin temel ilkelerini çiğniyorsunuz. Aleni HAÇ sarkaçları ve fenerleri sallamanız suçtur. Türk savcıları er geç cübbelerinizin yakalarından tutacaklardır. Türk din adamları sokakta dini kisve ile dolaşamazlar. Kaldı ki başkaları. 11 Eylül saldırısından beri ayda bir, Haçlı Seferi nutukları veren, bazı devletlerin sorumlu adamları ile diyalog seminerleri yapsanız işte o zaman insanlığın hayrına çalışmış olursunuz. Irak hapishanelerinde, hayvanların birbirine reva görmediği ahlaksızlıkları yapan dindaşlarınızla ne zaman diyalog kuracaksınız. Boynu tasmalı mahkumlar insan değil mi? Üçüncü bin yılı millenyumcularının, İslam ülkeleri yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürme saldırılarını durdurmak için ne zaman harekete geçiyorsunuz. Yoksa sizler diyalog toplantıları numarası ile Türk milletine, kendi inançlarınızı tanıtmaya ve ona inandırmaya mı çalışıyorsunuz?!. Türk milleti demokrasiyi sever. Ama hürriyetlerine saldıran inanç bezirganlarını da hiç sevmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.