Fransa'nın Türkiye için referandum yapması uygun mu?

A -
A +

Öncelikle bütün okuyucularımın ramazan-ı şeriflerini tebrik eder, milletimiz, memleketimiz, İslam âlemi ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını, Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim. Bu mübarek günlerde, hali vakti yerinde olan kardeşlerimizin, yardım kolileri yaptırarak az gelirli insanlarımıza ulaştırmaları, her türlü güzelliği sunmaktadır. Hemen hemen bütün belediyelerin, yıllık yaptıkları yiyecek, giyecek, yakacak ve okul malzemesi yardımlarının yanında, kurdukları iftar çadırları da artık köklü geleneklerimizin arasında yer alması sevindiricidir. Bildiğim kadarı ile iftar çadırları, belediye bütçesinden hemen hiç harcama yapmaksızın, hayırsever vatandaşların iftar bağışlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırma vesilesi olmuştur. Çok güzel bir olay. Vatandaş-devlet kaynaşması için iyi bir vesiledir. *** Avrupa Birliğine girmek için gayret gösteren hükümetimizin önüne, bir engel koyma gayretine giren Fransa'ya, şaştım doğrusu.. Çok ayıp oluyor. Bazı iç siyaset endişelerinden kaynaklandığı belli olan bu tavır Fransa'nın geleceği için zararlıdır. Fransa'da, Türk ve sair milletlerden Müslüman nüfus, İslamiyeti ikinci din haline getirmiştir. Türkiye'ye alınacak tavır, Müslümanlara tavır olarak anlaşılacaktır. Bir avuç Ermeni'nin, Fransa'da sekiz tane "kin anıtı" dikmelerini, Meclislerinde Ermeni yalanı soykırım safsatasını oylarken, Madam Mitterrand'ı defalarca Türkiye'ye gönderip, terör gruplarına taraf olurken; referandumu, demokrasiyi neden düşünmediler. Aman Fransız milleti ne der?. Bunu milletimize soralım demediler de, konu Türkiye olunca milletlerinin fikrini almaya kalkışıyorlar? ABD, Irak'a demokrasi adına müdahaleye kalkınca, Avrupa devletlerinin hiçbiri milletine referanduma gitmeden, hayır deme kararlılığını göstermişti. Fransa da bunların içinde idi. Kaldı ki, Osmanlı devleti Kanuni Sultan Süleyman zamanından yıkılışına kadar; Fransızca'yı birinci yabancı dil olarak kullandı. Okullarında okuttu. Resmi dış ilişkilerinde kullandı. Yine Kanuniden beri, her türlü ticari kayırmayı sadece Fransa'ya uyguladı. Ünlü Amirali Barbaros Hayreddin Paşayı ilk ve tarihinde tek örnek olarak; Türk-Fransız donanmasına komutan tayin edip, Fransız şehri Nice'i Vendiklilerden kurtardı ve Fransa'ya iade ettirdi. Fransa Kralı, Toulon şehrini Osmanlı idaresine hediye etti. 8 ay müddetle bu şehri Türkler idare ettiler. Hem de gül gibi. Halkı Türkleri bırakmak istemedi Eğer Fransa başta kendi üzüm bağcıları, şarapçıları olmak üzere tarım kesimlerinden korkuyorsa, yanılıyor. Türkiye, fındık, üzüm ve incirini zaten ihracata yetiştiremiyor. Fransız çiftçisi müsterih olsun. Bu dünya hepimize yeter. Eğer korkuları din ayrılığı meselesi ise, Türkiye bunları çoktan aştı. Ama Avrupa'da Papa'nın güdümünden kurtulamayan bazı kesimlerin hâlâ bunu aşamadığı anlaşılıyor. Bir de aklıma şu geliyor: Sakın bahane ile son bir şeyler koparmak gibi basit sebeplerle referandum düşünülmüş olmasın! Fransa bu kadar da küçük hesapla uğraşmaz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.