Kaybettiğimiz adalar...

A -
A +

Kıbrıs Adası için, son gelişmelere rağmen onunla ilgili bir şeyler yazmamaya kararlı idim. Kararımı bozdum. Kararlıydım, on senedir yazmadık mesele bırakmadım, ama hiçbir gelişmeye sebep olamadı. Kararı bozdum. Çünkü fikirlerine önem verdiğim birçok okuyucum, beni arayarak neden yazmadığımı sordular ve sitem ettiler. Haklılar. Akdeniz'deki; Sicilya, Sardunya, Kıbrıs, Korsika, Girit, Mallorca, Korfu, Malta, Adriyatik Denizi'nin güneyindeki Cezairi Seb'a (Yedi Adalar), Adalar Denizi'ndeki ONİKİ Adalar, Ağrıboz, Limni, Midilli, Taşoz ve Anadolu kıyılarında şimdiki Yunan adaları, 1800'lü yıllara kadar Türk vatanı idi. Bunlar Fatih Sultan Mehmet Handan, Barbaros Hayreddin Paşadan; bu millete yadigar emanetlerdi. Bunlar İngiliz, Fransız, Rus ve biraz da İtalyanların sinsi planları ve aşikâr destekleri ile, birer ikişer topraklarımızdan kopartılmıştır. Taksit taksit ölüme sürüldük. Bu adaların toplam yüz ölçümü, bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin hükümran olduğu toprakların yüz ölçümü kadardır. Bunlardan Giriti çok zor şartlarda ve 70 senelik bir zaman aralığında alabilen ecdadımız, bu uğurda çok gencini feda etmiştir. Akdeniz adalarını, Hindistan sömürge yolunda engel gören İngiltere, birkaç yamak devleti de tahrik ederek; bu adaları çoğunlukla Yunanlılara peşkeş çekti. Girit de öyle oldu. 1715'te Girit'in fethini Osmanlı tamamladı. Halk çok fakirdi. Topraklar işlenmiyordu. Mora'dan binlerce fakir Rumu, Girit'e getirtti. Onlara bol bol toprak verdi. Hiçbir asimilasyon tedbiri uygulamadı. Girit halkı 150 sene zengin ve müreffeh bir hayat yaşadı. Rus Çarı Deli Petro, Balkanlar ve Yunan topraklarındaki Ortodoks nüfusu, kendi çıkarları uğruna, Osmanlı'ya isyana teşvik etti ve örgütledi. Yunan adalarındaki bu nankörlük hareketlerini görüp heveslenen Giritlileri de İngilizler, Fransızlar destekledi. 1840'a kadar Girit, Mısır Beylerbeyi Mehmet Ali Paşaya bağlı idi. İngilizler 1840'ta Londra'da bir konferans toplayarak, Girit'in Mehmet Ali Paşadan alınıp, başkente yani İstanbul'a direkt bağlanmasını sağladı. Girit ihtilalcileri durumun yumuşadığını görerek adaya geri döndüler ve durum kızıştı. 1864'te Cezairi Seb'a'yı önce müstakil bir devlet, sonra İngiltere'ye bağlı, daha sonra da Yunanistan'a bağlı hale getiren yine İngilizlerdir. 1866'da Girit isyanı patladı. İngiliz Lord Stanford Canning, mekik diplomasisiyle, Girit'i en sonunda Yunan'a yamadı. Ali Paşa çok özel yetkilerle Abdülaziz Han tarafından adaya yollandı. O da maalesef, bütün idareyi Girit ve Yunan Rumlarına resmen verdi. İngilizleri kırmak istemiyordu. 1913 Balkan Harbi sırasında, yine Londra Anlaşmasıyla tamamen Yunan'a ilhak edildi. Yani "enosis"in bir ayağı daha yere basmıştı. İttihatçılar bakakaldı... Kıbrıs'ın İngilizler tarafından, yalan dolanla üstüne yatılmasını da haftaya yazacağım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.