Mimar Sinan'ın beyanı

A -
A +

Bilhassa seçim zamanları yaklaşınca adaylarda, gösterişe varacak kadar; bir mal beyanı telaşı başlıyor. Gösterişe kaçmadan, böyle bir uygulama normaldir. Bir devlet görevine talip olanların, devlet ve millet malına hassas olmaları şarttır. Ben bugün sizlere, Mimar Sinan'dan bahsedeceğim: 1490 senesinde Kayseri'nin Gesi nahiyesi Ağırnas köyünde doğdu. Özbeöz Türk oğlu Türktür. Böyle zeki çocukların, Anadolu'nun her yerinde aranıp bulunması ve yetiştirilerek değerlendirilmesi, devletin önemli bir görevi idi. Sinan önceleri Yeniçeri Ocağına girdi. Buradaki başarılarından sonra, Yeniçeri subayı oldu. 50 yaşlarında iken, İstihkam Albayı olmuştu. Bu sırada Devletin Mimarbaşı Acem Ali vefat etti. Yerine Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Mimar Sinan atandı. Emrinde yetişmiş, uzman 200'den fazla mimar çalışırdı. 98 yaşına kadar bu göreve devam etti. Devletin en zengin döneminde görev almıştı. Ömründe askerliği dahil 5 padişahın emrinde çalıştı. Kırım, Macaristan, Saray-Bosna, Bulgaristan Anadolu, Irak, Suriye ve Mekke-i Mükerremede; 131 cami ve mescid, 55 medrese (üniversite), 26 darülkurra ve türbe, 17 imaret ve darüşşifa (tam teşekküllü hastane) 6 su yolu, bend ve kemerleri, 17 kervansaray, 33 saray, 9 köprü, 6 mahzen ve 37 hamam inşa etmiştir. Yani toplam olarak 337 adet büyük esere imzasını atmıştır. Subaylığı ve Mimarbaşılığı zamanlarında, Kanuni'nin bizzat yönettiği 13 büyük seferden 11'ine bizzat katılmıştır. İstanbul halkı susuzluktan kıvranırken, büyük bir gayret ile "Kırk Çeşme" sularını, İstanbul'a akıtmıştır. Bu sayede İstanbul'da kişi başına günlük 150 litre su rakamı yakalanmıştır. Mimar Sinan'ın hiçbir eseri, kendinden sonra gelenler tarafından halen geçilememiştir. Hanımının vefatı üzerine ikinci defa evlenmiştir. Hiç çocukları olmadı. Yani ömür boyu, bir hanım bir beyden kurulu iki kişilik bir aile. İnşa ettirdiği 337 eserin sadece projelendirilmesi, birkaç mimarın ömrünü tüketmeye yeter. Bu kadar eseri 48 seneye nasıl sığdırdı anlaşılamıyor. Bunlardan alınacak ücretler ise insanı katrilyoner ederdi. Mimar Sinan'ın geride bıraktığı mal varlığını artık merak etmişsinizdir herhalde. Mimar Sinan'ın iki katlı ahşap evi, bugünkü Süleymaniye Doğumevinin bulunduğu yere yakındı. "Kırk Çeşme" suyunu İstanbul'a ulaştırdıktan sonra, Kanuni Sultan Süleyman Hanın sözlü emri ile evine bir masura akar su bağlatılmıştı. Yani dakikada 4.4 litre kadar bir Su. Bir vesikaya bağlanmamıştı. Lüzum görülmemişti. Üçüncü Murat Han zamanında; "Mimar Sinan'ın evinde kaçak su var" diye devlete şikayet edildi ve evindeki bu su kesildi. Ölümünden sonra mal varlığına bakıldı. İki kişilik masrafsız bir ailesi olan Mimar Sinan'ın, borçları alacaklarından çok fazla idi. Borçlarını bazı hayırseverler ödediler. Nasıl? Uzun uzun düşünmeye değer bir konu değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.