Mostar Köprüsünün düşündürdükleri

A -
A +

Temmuz 2004 Cuma günü, Mostar Köprüsünün yeniden açılışı yapıldı. Açılışa birçok ülkeden üst seviyede devlet adamları ile İngiliz Veliahd Prensi katıldı. Bu törenlerde, Türkiye Cumhuriyeti 5 bakanla temsil edildi. Sayın Başbakan ise, elim tren kazası sebebiyle, katılımını iptal etti. Öncelikle bu büyük kazada vefat eden kardeşlerimize, Cenab-ı Hak'tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabırlar, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Bosna vilayetindeki Neretva ırmağı üzerine, Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile yapılan Mostar Köprüsü, 1993'deki Bosna Savaşı esnasında Hırvat topçusunun bilerek ve kasten ateşi ile tam ortasından vurulup, üzerine kurulu olduğu Neretva ırmağının sularına gömülmüştü. 450 senedir nice fırtına ve taşkınların yıkamadığı köprüyü, Hırvat-Sırp kini, tek mermide yıktı. Tarih boyunca Türkler her gittikleri yerde, maddi ve manevi köprüler kurmuşlar, Türk düşmanları da bu "köprüleri atmak"la öğünmüşlerdir. Sultan Birinci Murat Han'dan beri, Türkler Balkanlar'dadır. Bu topraklarda Güney Slavları yaşar. Nüfusun büyük bir bölümü Ortodokstur. Çizmedeki Papalık ve onun yolundakiler, Ortodoksları dinden çıkmış kimseler sayar. Papalara göre, Ortodokslar ya doğruyu bulup Katolik olmalı ya da ortadan kaldırılmalıdır. Türklerin Balkanlar'a girmesi ile Güney Slavları, Türk himayesi ile eriyip yok olmaktan kurtuldular. Eğer Türk merhamet kanatları olmasa, şimdi bir tek Sırp, Hırvat, Yunan, Bulgar ve Romen bu coğrafyada bulunamazdı. Bosna-Hersek, Makedonya ve Arnavutluk'taki, son senelerde yaşanan Türk aleyhtarı saldırıların ardında İngiltere vardır. Veliahd ihtimal ki, Mostar'ı ne çabuk onardılar diye hayretinden törene katılmıştır! Çok öncelerde yaşamış bir ilim adamı İngilizin Türklere karşı siyasetini şöyle tarif etmiştir: 'İngiliz Türkün inanç ve davalarına sinsice düşmanlık eder. Gündüz bu davayı destekler görünür. Ama geceleri bu dava ağacının dibine zehir akıtıp kurutur, ertesi gün de, vah vah, yazık oldu güzel ağaçtı, diye sizinle beraber ağlar, dövünür'. Türkler köprüyü o toplumu sömürebilmek için kurmazlardı. Kendilerine emanet saydıkları vatandaşlara hizmet için yaparlardı. Rus ve İngilizin Balkan politikaları, halen başta Balkanlar olmak üzere bütün dünyayı tehdit etmektedir. Mostar gibi bir eser yeniden hayat bulurken, bazı gazeteler konuyu hiçbir şekilde sütunlarına almadılar. Şaştım doğrusu! Halbuki Balkanlar'da uzun eli olan Fransızların, televizyon ve gazeteleri Mostar'a bol bol yer ayırdılar. Bir gazete ise yapılış hikayesini anlatmış. Güya Mimar Hayreddin, köprü çöker korkusu ile kalıplar alınmadan ortadan kaybolmuş. Çünkü Kanuni Sultan Süleyman, eğer köprü yıkılırsa mimarın kellesini vurduracakmış. 46 sene hükümdarlık eden Kanuni, bu müddet içinde bir tek mimar veya başka sanatkârın kılına dokunmamıştır. Bu haberi hazırlayanlar, Türk hükümdarlarını Neronlar, Kleopatralar vs. gibi Ortaçağ Avrupalısı ile karıştırmış olacaklar. Bize bu güzel vatanı miras bırakanlara Fatihayı esirgeseler bile, bari iftira etmesinler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.