Olimpiyat meşalesi gezisinin maksadı!

A -
A +

Bir aydan fazla zamandır, dünyadaki birçok şehri gezdirilen Olimpiyat meşalesi, 6 Temmuz 2004 günü İstanbul'a getirildi. Meş'ale havaalanından belli bir güzergahı takiben, Sultanahmet Meydanındaki Dikili taşın önüne getirildi. Tören ve konserlerden sonra, özel bir yat ile Anadolu yakasına geçirildi. Orada da biraz gezdirildikten sonra, köprünün bir şeridi trafiğe kapatılarak tekrar Avrupa yakasına geçirildi. Meş'aleyi 60 civarında meşhur sporcu, sanatçı ve ülkece tanınmış kişiler taşıdı. Taşıyanların bazıları, ömürlerinde böyle bir şerefe ulaşmalarını gözyaşları ile dile getirdiler. Ve sonra meş'ale Kıbrıs'a götürüldü, ama sadece Rum kesimi bu şerefe kavuşabildi. Kıbrıs Türk devleti vatandaşları mahrum bırakıldı, yani onlara göre cezalandırıldı. Olimpiyatın tarihine şöyle bir göz atalım: Eski Yunan'da M.Ö. 776'da Olimpiad, dört senede bir düzenlenirmiş. Olimpia birçok tapınak ve mitolojik heykellerin bulunduğu, Mora yarımadasının batısındaki, Pirgos kasabasının 15 km kadar batı yönünde bulunan kadim Yunanlılar'ın tapınak yeridir. Kadim Yunanlılar'ın Tanrı dedikleri ZEUS'un onuruna ve ibadet sayarak kurbanlar kesip, sporcu, şair ve sair sanatkârların yine Zeus için yaptıkları yarıştır. Bu yarışa KÖLE'ler katılamazdı. Bu Pirgos ve Olimpia, Yunanlılar'ın 1826'da Osmanlı devletine kanlı bir şekilde ayaklanma başlattıkları PATRAS'a da yakındır. Hani Fener Rum Patriği'nin planladığı meşhur isyan. Yunan ülkesi Roma'nın eline geçince, İmparator Theodosius, Olimpiyatları M.S. 393'ten itibaren; sapıklık sayarak yasakladı. 1500 sene bu yarışlar yapılmadı. Unutuldu gitti. 1894'de Fransız baron Pierre Coubertin, kadim Yunan aşkından, bunun için çalışma başlattı. 1895'den itibaren, inanç ritüel ve yaptırımlar törenleri olan Olimpiyatlar, modernize edilerek yeniden başlatıldı. Son senelerde, Türkiye'nin olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak için, milletlerarası kulislerde uğraştığını biliyoruz. Bunu bir global kültür mirası varsayalım. Ülkenin çıkarlarını zedelemeyi asla düşünmem. Ancak bir millet, kendisini tarihine bağlayan kültürel değerleri ile varlıklarını sürdürebilir. Dünyada tek kültür politikası insanlıkta ilerlemeyi kilitler. Benim takıntım şu: Tamam olimpiyat ateşine ev sahipliği yaptık. Bu ateş niye İstanbul'a geldi. Başkentimiz Ankara'yı görmezlikten gelenlere, kim nasıl uyarıda bulundu. Bu ateş neden Sultanahmet Meydanı Dikilitaş önünde ve Bizans hipodromu olarak anons edildi. Bu ateşi Fatih'in kabrinin bulunduğu Fatih semtine ve Eyyüb'e de götürselerdi ya! Ateşi taşıyanlar neden mavi-beyaz spor kıyafeti giydiler. Bu renkler Yunan bayrağınındır. Yarışlarda her milletin sporcuları, kendi bayrak renkleri ile yarışıyorlar. Olimpiyatlarda da öyle. Madem böyle, meş'alede Türk bayrağı renkleri neden kullanılmadı. Zeusa ters mi düşerdi. Dünya büyük köy haline geldi diyelim. Bunun muhtarı Yunan medeniyeti mi olacak yoksa?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.